Endülüs Şiiri - Doğan Bekin

Doğan Bekin
59

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Endülüs

Kütüphanemin tozlu raflarında dalmışken geçmişe
Gözüme ilişti tarih kokan sararmış sepya resimler
Her biri yitik Endülüs cennetinin adeta birer vahası
Dilleri olsa da, fısıldasalar o ihtişamlı tarihi geçmişi

Ömrübillâh onlar da Endülüs’e kalmışken küskün
Minba’d, Cennetü’l Arif, İşbîliyye, La Giralda süzgün
Charlequint, boşuna hayıflanmamış eserlere o gün
Yıkılan, yakılan aslında ortak mirasıydı bu dünyanın

Neredesin ey Tarık bin Ziyâd, Barbata sana hasret
Elvire, el Berriye, Şezone, İşbîliyye, Ceyyân’a nispet
El Rasif’te kaldı mı gezinen ey Abdurrahmân el Dahil
Gayrı o harikulâde azamet daha hayallerde bile değil.

Abidevî eserlere baktıkça, Endülüs canlanır yüreğimde
Ne diyebilirim ki, Kurtuba camisinin şaheser kandilleri
Aydınlatmaktan çok uzaklarda kaldı artık kadim yüzleri,
Derken elimden kayıverdi onun ruhsuz son güzellikleri

Doğan Bekin
Kayıt Tarihi : 25.8.2012 15:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


1996 yılında koleksiyonumda bulunan eski siyah-beyaz Endülüs fotoğraflarına bakarken, birden Endülüs medeniyetinin o ihtişamlı geçmişi canlandı gözümün önünde.Bunun üzerine bu şiiri kaleme aldım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Doğan Bekin