ENDİŞE ŞİİRLERİ

ENDİŞE ŞİİRLERİ

Seçil Karagöz

Aklın zembereği kurulur her an
Çarkın dişlileri duraksamadan
Çalışır, arada birden yavaşlar;
Hüzün ve sıkıntı benliği kaplar!

Hüznü, sıkıntıyı irade gücü
İle yenmek mümkün, sorun çözücü
..

Devamını Oku
Ramazan Eroğlu

Şu hayatta benim
Duyduğum tek endişe
Seni kaybetmek korkusu
Beni öldürüyor
Sensiz olmak duygusu

Biliyorsun susuz kalan çiçek kurur
..

Devamını Oku
Adnan Şahin

Bin türlü endişe var
Cakmak gibi gözlerde
Sanki sinmiş de korkar
Kulağı gelecek sözlerde

Umutsuz calışır hergün
Merak eder yarını bugün
..

Devamını Oku
Ziya Kara

Sevsem de seni ben ömrümce ölesiye
İsteyip de yalvaramam dönesin diye
Eğer o seni mutlu edebilecekse
Boş ver bırak beni, bırak da git öyleyse.

Olmasın içinde en ufak bir endişe
Unutki; Yüzün gülsün, gönlün dolsun neşe
..

Devamını Oku
Ahmet Beltekin

Öfke ve endişe dolu bütün bu hatıralar,
Ki çıplak,sevimsiz,uçsuz bucaksız bir sestir.
Aşkın kanatlarını kullanan içimdeki yaralar,
Kahkahaları çığlığa çeviren ızdırap kadar mukaddestir...

Yokluğunu uzaklara taşıyan köleler gibi yıllar,
Ki hepsi merhametsiz,hantal ve ürkektir.
..

Devamını Oku
Mustafa Cilasun

Yar...
Gel sual etme
Sinemde dem bulan yaramı deşme
Akıp giden zamana intizar etme, ukdeleri hiç öğrenme
Yalnızlığın vadilerinde ki solgun umuttur, her an tazeliğini koruyan konudur
Bahtın sahnelerinde, umut için açılan perdelerinden sızan latif bir sürurdur sen bilme
Belki üzülürsün, kederlenip endişe edersin, gözlerime baktığında merakına ulaşmak için cebredersin üzme
..

Devamını Oku
Ufuk Özkan

Gönül bu torba değil
Önünde saygı ile eğil
Ölüm bu zorba değil
Önünde korku ile eğil

İmtihan bu aşk değil
Önünde endişe ile eğil
..

Devamını Oku
Ömer Ekinci Micingirt

Rüya göze kapanır yakar mağmalar gibi
Gecenin nevhaları dökülür birer birer
Keder ağlama sesi delinir göğün dibi
Hissettiğim hendese bir kaç vicdana değer

Ne bir endişe mevcut ne bir nidâ sesi var
Hasretin gayyaları beni fecirden tanır
..

Devamını Oku
Yavuz Bayram Çalışkan

Sabır: acı, zorluk, haksızlık ve başa aniden gelen üzücü olaylara dayanma gücüdür. Bir üzücü olaya telaş ve feryat etmeden yaklaşmak ve sıkıntının sonuna kadar tahammül göstermek bir insanlık bilincidir.
İnsanın bu dünyada her an her şeyle karşılaşması muhtemeldir. İsyan ederek olaylara yaklaşmamız zararımızı daha da artıracaktır. Huzur ve esenlik için işte burada ortaya sabır çıkmaktadır. Kötüye karşı direnmek nefsini yönetmek insanın kendi öz görevi olmalıdır. Sabrın sırrı benliği olgunlaştırır. Yaşam sürprizlerle doludur, kimi mutluluğunu kaybedip hüsrana uğrar, karşı taraf istemese de onun hasret ve özlemiyle yanar, tutuşur, işte bu anda sabır ateşiyle yürekte pişer çekilen acılar ve ıstıraplar. Ayrılıklar yaşayabilirsin, bunu kendine elem ve çile yapıp hasreti, özlemi kucaklarsın. Sigara ya da içki ile paylaşırsın belki de, hiç birisi ilaç değildir bunlara, çözüm hiç değildir. Olayları sorgulamalı insan, nedenleri, niçinleri bilmeli, kendi payına düşeni ders almalı ve sabretmeli. Korku ve endişe üzerine yuva kurulmaz, ulaşılmaz isteklerin hasretini çekenler önce öz eleştirinizi yapınız. Yaşamın gerçeğinden hareket ediniz. Hiçbir insan ebedi değildir bu dünyada, hiçbir güzellikte hepsi gelip geçicidir, işte burada erdemli olmak çıkar ortaya, kemale ermek, nefsini terbiye etmek, gerçeklerden uzaklaştığınızda hayal âlemindeki yollar sizi üzecek yollardır. Amacını öğren, gözlerinin istediğini değil, gücünün yeteceğini kucakla, ağır taşlar kaldırırsan altında kalabilirsin. Düşün ve duygudaşlık yap, onun yerine kendini koymayı dene, bir işe veya insana ruhunla ve yüreğinle bak, pozitif bak, ondaki değerleri iyi tanı, yoksa sonucunda kendini teselli edemezsin, sabır hiç edemezsin. Ulaşmak istediğin hedefi tanı, bu sevgili olur, iş olur aş olur, aşk olur, sevda olur fark etmez. Bir adım sapmadan hedefine yürü eksileri ve artıları iyi tart, ışığı sen ver karşıdakinde arama, yolunu hiç şaşırma, birini seveceksen başka gönüllere uçma arı misali bal toplama, yolunu şaşırıp elindekinden de olabilirsin. Değer ver insana, test et yola çıkacağın insanı, kalbine bir ortak arıyorsan yudum yudum özümse, içtenliği kat sevgine, ışığı ol, güneşi ol sevgilinin, acelecilik insanı üzüntü ve pişmanlığa götürür, her insanın bir değeri vardır bu değeri ölç ve değerinden fazla değer verme, yoksa yanarsın. Kişiyi anla ve tanı ne istediğini bil, kendinin de ne istediği çok önemli, örtüşmeli yaşananlar, tuzaklar vardır yaşam boyu, sinsi tuzaklar, tanıyamazsın insanı, gizler huylarını ve öz amacını, tedbirli ol, sabırlı ol, ama mutlaka bir gelecek umudun olsun. İnsanları nankör eden hırslardan uzak dur. Bir gün bu taşıdığın bütün güzelliklerin ve gençliğin ağır ağır tükendiğinde anlayacaksın ki, tüm yaşamının sabır olduğunu. Öfke ve zarardan uzak bir gün yaşamanız dileği ile, yaşamınız boyunca karşınıza uyum sağlayacağınız ve mutlu olacağınız insanların çıkması temennilerimle, hayatı dolu dolu yaşayın.

Yavuz Bayram Çalışkan (Şiirhan)
27 Ocak 2010 Çarşamba İstanbul
..

Devamını Oku
Mustafa Cilasun

O an...
Ne suskun bir zaman
Sokak lambaları yanıyor inan
En mahzun ve yalnız olduğum an
Yıldızlar düşüyor avuçlarıma anbean
Garip bir sevin başlıyor, hüzün terk ediyor biran
Bir çığlık işitiyorum, irkiliyorum, dinliyorum, endişe etmem ziyan
..

Devamını Oku
Muharrem Soyek

Sakin ol be güzelim!
Cırlamak değil ki ayrılık çilesi
Hele ishal olmuş bebek gibi
Hiç değil öylece boşaltmak içini.

Ağlasan da yana yana
Endişe etmeyeceksin aşktan yana,
..

Devamını Oku
Özgür Köktürk

Yankıdır yalnızlık hüzün zamanlarında
Uçurumların boşluğuna salan feryadı
Silinir yokluğa karışan nefesim
Sevdanın dinginliğinde son bulur

Endişe saklı takvim yapraklarında
Ölüme sunulan tohumdur canım
..

Devamını Oku
Ümit Alphan

Birden durdu araç.
İçinden iki kişi indi.
Biri siyah biri beyaz.
Fren sesi ısırtmıştı dudakları.
Yüreklerde endişe, dünden bayat
Önlerinde yatan koca bir hayat...
Ümit ALPHAN
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

O yılların gençliği bu acıyla huzur bulamaz tesellisiz! Konuşmalılar... ve yapıyorlar bunu çok şükür: “Başka ülkelerin şablonları Türkiye”ye oturmaz. Dinin sosyolojik boyutunu gözönüne alamadık” diyor tv”de, o günlerin yüreğinde incelen sızısıyla”. Ortak noktalarımızı artırmamız gerekiyor diyorlar, Kürt vatandaşlığını dile alarak. Umarım gelişecekler. Umarım, Kürt devleti sefilliğinden arınırlar. Umarım bu ortak noktaların artması denilen ile Kürt okulu, Türk okulu, din kılıklığı okulu diye bir uzlaşmaya gidilmez! Kürtçe bir lehçedir, kürt dedikleri Türk milletinin efendisi olan köylüsüdür. O efendilik kazandıralacak! Bundan endişe etmiyorum. Kürtçe lehçeleriyle tiyatro, türkü, folklor seslerinin renklerini zevkle izleyeceğim. Lehçeler dillerdir, her dil yaşayan bir varlık, ardıllık, öncellik kabullenmez.

Bu saldırı masrafları dilerdim ki, yaşam için imdat bekleyen topraklarını işlemeye hem de kavuşmak uğruna harcanmaya özen büyüyecek. Doğa hasret köylüsüne, millet üzgün efendisinin bu acı isyanına, efendiler efendi olmayı sevecek mutlak! Evet, ülkeler arası ilişki sinsilik barınağıdır, çok kurban düşer tuzağına! Ülke acı vermez, acı çektirmez! Ülkede insan diye dolaşan, cebindeki eliyle acı üreten mahlukatlıkların eseridir bu.

Doğaldır, çete oluşunca savaşılacağı. Bu çatışma oldu, evet! Her tekrarda hep olacak üstelik kayıtsız şartsızca, evet! Biri çeteliğe kışkırtılan kurban, diğeri mücadele için darbe düşünen kurban. Bir savaş, asla ve asla vahşetsiz değildir. Hep masum başlar her şey. Masumlar çekecektir bu şiddetin arsızlığıyla doğacak felaketin acısını, para babası kişner iş becerisinin toplattığı serveti.... Çete de kurban, darbe de kurban, kazanan para babalığı o bilinmez, o görülmez mahluklar... Başabakan da diyor ya, “onlar bizi görmez” diye...

Çok eminim ki, konuşmaya başlarsa o yıllardan o acıyı çekenler, bilenler, görenler, hissedenler... zira, yas tutabilmek için bir gerekliliktir, önce dile alabilmek, ağıtlar böyle dökülüyor dillerden... Çekenler ama derler ki, bir Türkiye içi sorun ile bağdaştırılmaz bu, taa tazminat devrinden başlayarak o kaynatılan 68”li, 78”li yıllarında türetilen tuzaklardı... Tuzağa düştüler sadece. Şimdi gelişmeye, ABD”yi, Avrupa”yı iyi anlamalılar. Tarih kendini, uygarlığı taşıyan yüreklerin kaleminden yazdırdığını iyi bilmeliler. Tarihi yazacaklar hevesi de bu kabuklaşan zorbalık ülke diye kürt devleti soytarılığının bir icat benzerliğidir, bunu iyi bilmeliler. Arap gibi kin, Yahudi gibi ırk kabuklanan para sırtarıklığını iyi bilmeliler. Bir kabuktur, kırılmalı! Irk: seni ellerimle öldüreceğim, öldüremezsem öldürteceğim, demektir!
..

Devamını Oku
Teoman Özgün

Dün olanları çok fazla düşünme,
Yarın olacaklardan endişe duyma,
Geleceğe yada geçmişe bel bağlama,
Yaşadığın anı iyi bir şekilde değerlendir,
Zamanı boşa ve gereksiz yere harcama.

Gözler insanların dikkatini dağıtır,
..

Devamını Oku
Ahmet Aslan 2

Ben büyümek istemedim..

Acıyla, çığlıkla çırpındıkça yoruluyor bedenim..

Şu bulutları alın üstümden. Uyanmak istiyorum hayattan. Küsmek istiyorum, sesimi duymuyormusunuz beni ah canim insanlar! !

Ölüm kimi insana göre kurtuluş kimisine ise mağlubiyettir. Bence ölüm Allahın kuluna kalk yerine yat deme şeklidir ama ben yasarken istemeden cok uyumusum..
..

Devamını Oku
Güven Sabuncuoğlu

Gelip yaklaşan ah o sinsi gece.
Çıkarıp içimden büsbütün gündüz ruhumu,
Salıverir çimlerde emekleyen sarsak çocuğu.
Kucağında sallar beni yüzünde bir endişe.

Korkarım gelip üstüme düşermi.
Yıldızlı uçurtmam havalanıp ta göklerden.
..

Devamını Oku
Ahmet Daş

Durun …! Durun….!
Gücünüz varsa? durdurun….
Buzullar yüreğimin yangınından eriyor.
Siz aklı evveller..
Siz, küresel ısınmadan dem vurun

Durun …! Durun….!
..

Devamını Oku
Serhan Keserlioğlu

(Her şeye gücü yeten, ölçen, tanzim eden, plânlayan, hükmeden, takdir eden, tam bir kudret sahibi olan ve istediğini, dilediği şekilde yapmaya gücü yeten Allah.)


Ne olmuş,
Zayıf isen?
Aciz isen ne olmuş?
Bu endişe nedendir?
..

Devamını Oku
Recep Akıl

İnsan hayatının her anında hep bir şeylerin özlemi içindedir. Bu özlem duygusu kimi zaman bir sevgiliye, kimi zaman bir mevhuma, eş, dost, akrabaya, anaya, babaya, evlada vs. yönelir.

Ama aslında insan tüm bunların ötesinde çok başka bir şeyin özlemi içindedir.

Ve bu özlediğine ulaşamamış olmanın verdiği hüzünle daha kolay ulaşabileceğini düşündüğü şeylerle kendisini avutur.

Avunması, o son noktada varmayı hedeflediği şeyin özlemini azaltmak isteğinin bir tezahürüdür aslında.
..

Devamını Oku