Ahmet’ iz, Mehmet’iz
Esma’yız, Ayşe’yiz
Biz öğretmeniz
Atam endişe etme
İzindeyiz...
Aydınlık Çağdaş Türkiye için
Hepimiz birer neferiz,
..
haram olanı biriktirip
kendine endişe oluşturma
ya mallarını geri almaya gelirler
ya paslanır ya kurtlar yer yada hırsızlar çalar
ve hepsi tükenir gider sana sadece ateşi kalır
..
Etti durum tebeyyün; asır hasta ins hasta!
Sanman illet münferit; külli insi cins hasta!
İşin daha vahimi; lakayt buna hekimler!
Millet manen ölürken, yok endişe havasta!
..
doğarken bir müjde kulağıma söylenen
ondandır sevincim ondandır neşem
unuttum müjdeyi gaflet uykusu
bundandır korkular endişe hüzün
çağrılar gönderdim tanıdıklara
gelip de elimi olmadı tutan
doğarken kulağıma söylenen muştu
..
Baba karanlık gökyüzü
ayaklarımda korkulu adımlar
Gözlerimde ayrılığa endişe var
Ölmek değil korkum
Karanlıktan korkuttular.
Bekleyiş zehir zemberek
..
Neler biriktiriyor insan
Yaşadıkça
Bazen hüzün kahır endişe
Bazen korku sır gözyaşı
Bazen öfke sinir kin
Bazen özlem sevinç mutluluk
Bazen umut sevgi aşk
..
Deliller gizlense de, açıklamalar vardır,
Reddedilemeyecek, çok sır saklanmaktadır…
Biri susmak zorunda, endişe duyuluyor,
Otorite engeller, Hak geciktiriliyor…
Korkmayın açıklayın, montajlamadan sunun!
..
Olur her mevsimde bahar da kış da
Gül endişe eder her yıl açıp da
Kul kula dünyada zulüm ediyor
İyiler hep önde kötü sonra gidiyor
Sanma senin işin çile çekmektir
Sor kendine bu dünyanın anlamı nedir
..
Boyları kısa olup, yarısaydam tenlidir,
Mavimsi vücutlarıyla, şekilleri de narindir…
Kocaman gözleri, badem biçimindedir,
Spritüal uzaylılardan olup, pozitif düşüncelidirler…
Hazır olmadığımızı, görüp inceliyorlar,
..
Sabır: acı, zorluk, haksızlık ve başa aniden gelen üzücü olaylara dayanma gücüdür. Bir üzücü olaya telaş ve feryat etmeden yaklaşmak ve sıkıntının sonuna kadar tahammül göstermek bir insanlık bilincidir.
İnsanın bu dünyada her an her şeyle karşılaşması muhtemeldir. İsyan ederek olaylara yaklaşmamız zararımızı daha da artıracaktır. Huzur ve esenlik için işte burada ortaya sabır çıkmaktadır. Kötüye karşı direnmek nefsini yönetmek insanın kendi öz görevi olmalıdır. Sabrın sırrı benliği olgunlaştırır. Yaşam sürprizlerle doludur, kimi mutluluğunu kaybedip hüsrana uğrar, karşı taraf istemese de onun hasret ve özlemiyle yanar, tutuşur, işte bu anda sabır ateşiyle yürekte pişer çekilen acılar ve ıstıraplar. Ayrılıklar yaşayabilirsin, bunu kendine elem ve çile yapıp hasreti, özlemi kucaklarsın. Sigara ya da içki ile paylaşırsın belki de, hiç birisi ilaç değildir bunlara, çözüm hiç değildir. Olayları sorgulamalı insan, nedenleri, niçinleri bilmeli, kendi payına düşeni ders almalı ve sabretmeli. Korku ve endişe üzerine yuva kurulmaz, ulaşılmaz isteklerin hasretini çekenler önce öz eleştirinizi yapınız. Yaşamın gerçeğinden hareket ediniz. Hiçbir insan ebedi değildir bu dünyada, hiçbir güzellikte hepsi gelip geçicidir, işte burada erdemli olmak çıkar ortaya, kemale ermek, nefsini terbiye etmek, gerçeklerden uzaklaştığınızda hayal âlemindeki yollar sizi üzecek yollardır. Amacını öğren, gözlerinin istediğini değil, gücünün yeteceğini kucakla, ağır taşlar kaldırırsan altında kalabilirsin. Düşün ve duygudaşlık yap, onun yerine kendini koymayı dene, bir işe veya insana ruhunla ve yüreğinle bak, pozitif bak, ondaki değerleri iyi tanı, yoksa sonucunda kendini teselli edemezsin, sabır hiç edemezsin. Ulaşmak istediğin hedefi tanı, bu sevgili olur, iş olur aş olur, aşk olur, sevda olur fark etmez. Bir adım sapmadan hedefine yürü eksileri ve artıları iyi tart, ışığı sen ver karşıdakinde arama, yolunu hiç şaşırma, birini seveceksen başka gönüllere uçma arı misali bal toplama, yolunu şaşırıp elindekinden de olabilirsin. Değer ver insana, test et yola çıkacağın insanı, kalbine bir ortak arıyorsan yudum yudum özümse, içtenliği kat sevgine, ışığı ol, güneşi ol sevgilinin, acelecilik insanı üzüntü ve pişmanlığa götürür, her insanın bir değeri vardır bu değeri ölç ve değerinden fazla değer verme, yoksa yanarsın. Kişiyi anla ve tanı ne istediğini bil, kendinin de ne istediği çok önemli, örtüşmeli yaşananlar, tuzaklar vardır yaşam boyu, sinsi tuzaklar, tanıyamazsın insanı, gizler huylarını ve öz amacını, tedbirli ol, sabırlı ol, ama mutlaka bir gelecek umudun olsun. İnsanları nankör eden hırslardan uzak dur. Bir gün bu taşıdığın bütün güzelliklerin ve gençliğin ağır ağır tükendiğinde anlayacaksın ki, tüm yaşamının sabır olduğunu. Öfke ve zarardan uzak bir gün yaşamanız dileği ile, yaşamınız boyunca karşınıza uyum sağlayacağınız ve mutlu olacağınız insanların çıkması temennilerimle, hayatı dolu dolu yaşayın.
Yavuz Bayram Çalışkan 27 Ocak 2010 Çarşamba İstanbul
..
İhbar edilmekten mi etrafta kedi yoktu,
Yoksa araçlardan mı, şehir tamamen boştu…
Evler mi çok yüksekti dışarıda yoklardı,
Yoksa soğuk hava mı onları yok saymıştı…
Şahsımın ki endişe inan üzülüyorum,
..
Ekonomik yetersizlikler veya mesleğimi icra edebilmek için aileme hissettiğim aşırı sorumluluk, suçluluk duygusu ve buna benzer psikolojik sorunlarımı çözebilmek için her şeyimden vaz mı geçmeliyim? ?
'Kimseye etmedim şikayet, ağlarım ben halime, titrerim ben mücrim gibi baktıkça istikbalime.' demiş ünlü bir yazarımız. Ne kadar güzel ifade etmiş aslında, çalışan annenin kaygı ve endişelerini.
Bütün bebekler şirin, tatlı, sevgi dolu ve kucağa hasret doğarlar. Bu onların en doğal hakkıdır aslında. Annelik başlı başına bir meslektir. Üstüne bir de ekonomik yetersizlikler sonucu ikinci bir görev eklenince durum içinden çıkılmaz bir hal alır. Anneliğin eğitimi yoktur. Anne fedekardır, vericidir, sevgi doludur. Bütün zamanını evine, eşine, çocuklarına ayırmak ister. Kendinden her şeyinden vaz geçer. O küçücük yüreği büyür büyür ve içine kimleri sığdırmaya çalışır aslında. Sığdırmasına sığdırırda, yapabileceği verebileceği tek şey sevgidir. Ondan başka hiç bir şey gelmez elinden, sonunda endişe ve korkulara yenik düşer yüreği. Çoğu zaman isyan eder yüreği çaresizlik içinde. Çalışma şartları yoğundur. Üstüne mesai saati fazlası eklenip gece nöbetlerine kalınca tüm bütünlüğü bozulur. Eksik hisseder anne kendini. Çocuğunu yalnız bırakmanın endişesi, ev hanımlığından eksik olduğu düşüncesi ve işini mükemmel yapabilmenin verdiği sorumluluk duygusu altında ezilir anne.
Sabahın erken saatlerinde sıcacık yatağında mışıl mışıl uyuyan çocuğunu sarıp sarmalayıp o soğuk kış sabahlarında kendisi ile birlikte mesai kavramına alıştırması ve bakıcıya bırakıp işine adepte olması yıkar bir anneyi. İsyan eder anne bazen kaderine...
..
Akıl mı yetersiz de psikolojik denilir?
Çok şeylerimiz vardır, sebepsiz zannedilir…
Bazen bilgi yetersiz, usul gösterilemez,
Bilim apaçık netken, hakikatler bilinmez…
Baskılama yöntemi, kaygıyı yok ediyor,
..
Endişe ya da korku pek de önemsenmiyor,
Tüm suçlar bile bile rahat işleniliyor…
Sanki korku yok gibi hiçbir şey caydırmıyor,
Cezalar mı hafif de suça aldırılmıyor…
Kâh üç kuruş yüzünden kâh edilen küfürden,
..
MASA Hak’tan kaçmasın, endişe taşımasın,
Uzaylılar hakkında, daha fazla korkmasın…
Çok para harcamışlar, iflas etmiş gibiler,
Her uzaylı hakikat, tespit edememişler…
Mars’a uydu atarlar, başarısız kalırlar,
..
Bu gençlik, bu gençlik, bu gençlik...
"zaman bendedir ve mekân bana emanettir! " şuurunda azınlık olan ve fakat Tavr-ı Batılın Dördüncü devresinde yaşamakta olup ruh planında helak edilmek maksadıyla,Hadiane yöntemlere başvurup süslenmiş muhaddirattan bir narkozu türlü yollarla enjekte ederek uyuşturulup zehirlenmiş; bu zehir ruhun her yanına yayılıp telafisi mümkün olmayan hatta Endişe-i Mevt derecesinde pek kuvvetli ve ivedilikle aynı kuvvet de bir panzehirin hasıl olduğu aşikar olan; yine ruhani bir o kadar sert bir ters darbeyle derhal uyandırılması gereken şimdilik çoğunluk da ki bir diğer gençlik...
Efsunlanmış, Frengistan adetleriyle kendinden geçmiş; Badekeş garp aleminin örf adetlerini ve hatta dini vecibelerini yerine getirmeyi medeniyet sayıp irtidad etmiş bunu apaçık söylemekten çekinip hicap duymayan; Fuhş ve fanteziye içinde kaybolmuş insanın yaratılış gayesinden çok uzak yaşayan bir gençlik...
Bu gençlik Garbın her yöne çekip çevrilen, uzayabilen alfabesinden oluşmuş “Kurbağa dili”bir lisanla kendini ifade etmeye çabalayan bir gençlik...Frengistan lisanı konuşmanın tüm cihanda neredeyse bir zaruret haline gelmiş olması asimilasyonun öncelikle tüm cihanda ardından yurt da ki boyutunun geldiği noktanın açık bir göstergesi...Bunun avantajlı ve can sıkıcı tarafları olduğu göz ardı edilmeden; 'bir dil bir insan' düşüncesiyle kültürler arası diyaloğun zaruri hale geldiği yeni dünya düzenine na-hah bile olsa layıkıyla uymak; ancak Altı yüz yıl kullanılmış neredeyse her kelimesinin ayrı bir hisse tercümanlık ettiği,zengin dilimiz Elsine-i Selasenin kullanımının ayıplandığı ve bu ayıba kendisininde kerhen ortak edildiği bir ortamı sonlandırması gerektiğinin şuuruna varması gereken bir gençlik...
..
1- Yasak bir aşktır,
Yaşanmaması gereken.
Ne varki yaşandı bir tanem.
(PANİK / ENDİŞE / VE KAYGI)
..
Güven ne demek, güvenilmek ne demek,
Seviyorsan güven olmalı,
Seviliyorsam güvenilmeli,
Gidecekse sevda ölümüne kadar,
Olmamalı şüphe, olmamalı endişe…
Sevdiğini söylerken olmamalı tereddüt,
..
bırak
boş ver, endişe etme!
bir gece de uykum gelmeden yatayım
uyanık cesetime gecenin ışığının çöktüğünü
bütün çıplaklığıyla görene dek
acılar içinde kıvranayım
uyuyamayım!
..
Endişe edecek ne var?
Her yer yeşil renkli flamingolarla dolu...
Bunu kim inkar edebilir
Yalnız gözlerinizden başka?
Çünkü hayat gözden ibaret değildir,
Bakmak gözle olmuyor daima.
Sevgilerinizi,sevinçlerinizi ele alalım;
..