ENDİŞE ŞİİRLERİ

ENDİŞE ŞİİRLERİ

Ahmet Aktaş

sucularını sal kalbime
çek çıkart oradan (hz) Yusufu
aydınlık düşler içinde kendini müjdele;
sonsızluğunda benim olduğumu

(hz) Zulkarneyn Yecuc ve Mecüc üzerine
bizim için örecek surlarlanı
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Ayrıcalığı yaratan
Ayrı yerde,
Kayırsana diğerlerinden...
Cayan değer
Koptu; geçmişten.
Hopladı; er geç
Toplandı; birden.
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bir varmış, iki yokmuş, üç varmış dört yokmuş, beşin bu işler ile hiç alakası yokmuş, beş o sırada senelik izindeymiş. Develer tellal, pireler berber iken, yavru pireler berber çırağı iken, hem develerin tellallığına hem pirelerin berberliğine, hem de yavru pirelerin berber çıraklığına itiraz çokmuş. İtiraz çoksa da hem develer, hem pireler, hem de yavru pireler hiç mi hiç umursamamışlar bunu. Masal bu ya, adı üstünde işte masal, sen de oku bakalım da ders al. Almazsan da canın sağ olsun, ben yine de anlatayım.



Ayşegül ile Cin Ali iki kardeşmişler. Evet, evet şaşırmayın hani şu ilkokul bir de karşımıza çıkan Cin Ali bu Ali... Tabi epey büyümüşler, okumuşlar okumuşlar da ilkokul son sınıfa kadar gelmişler... Tam onlar ilkokul son sınıfa geldikleri sene İnternet bütün dünyada yaygınlaşmaya başlamış. Amerika'da, İngiltere'de, Malezya'da, Tunus'da, Yeni Zelanda'da, Dominik Cumhuriyetinde, Fildişi Sahillerinde, Burkina Faso'da, Türkiye'de ve adını yazamadığımız bir dolu ülkede... Eee, tabi Ayşegül ile Cin Ali de bundan nasiplerini almışlar. Babalarına hemen birer bilgisayar aldırmışlar. Bilgisayar gelirde evlerine, İnternet'e girmezler mi? Sosyal medyayı da kullanmazlar mı? Kullanırlar tabi ki hem de harıl harıl...


..

Devamını Oku
Hüseyin Sığırtmaç

Yine bağlantıyı kesti nazlı yar.
Koskoca dünyayı dar etti bana.
Sevgiyle yaşanan yerde hayat var.
Ayrılığın derdi kâr etti bana.

Ne bir mesaj attı ne de tel çekti.
Ayrılık hasretlik boynumu büktü.
..

Devamını Oku
Mehmet Baştaş

Her şey seninle başladı,
Açlığım,susuzluğum,uykusuzluğum;
Hiç bitmeyen gece nöbetleri.
Her şey seninle başladı,
İlk heyecan, endişe,umutsuzluk
Ve kaybetme korkusu.

..

Devamını Oku
Gökhan Yazıcı

Hüzün sevincin gurbetteki kardeşi
Hasret hüzün sevinç’e
Hayatı çocuksu sevince.

Kalbime endişe saplanır
Ne zaman gelecek diye.
Gurbetteki hüzün
..

Devamını Oku
Arda İnal

Min loth lorienna..

Karanlık, şer dolu bir dünyanın, ihanet yuvalarıyla dolu yollarından ayrı, apayrı bir yolda yürüyoruz seninle. Solmuş, kara ağaçlarla bezeli, puslu bir yol.. Etrafımız derinliklerden gelen sisle kaplı,öyle bir sis ki bu, gözlerimizi perdeleyen duman aslında ölü yüreklerden, kararmış düşüncelerden yükseliyor.. Biz de, geçmişin yaralarını hala üzerimizde taşıyarak, ve bir anlık ışık parlaması görerek ufukta, yola çıktık seninle.. birbirimizin ayırdına varamamıştık henüz, ama gördüğümüz ışık parlaması da bizden, ikimzden gayrısı değildi..
yürüyorduk, uğultularla dolu o garip yolda, ama ne yöne gideceğimizi bilmiyorduk...

sana dair düşüncelerim tahmin ve hissiyattan öteye varamadığından, kendimi dökeceğim bu yaralı kağıda.

..

Devamını Oku
Ferhat Ferhatoğlu

Doymadıgın dünyaya dönde bir bak
Neredeymiş bereket? Neredeymiş eşsiz tat.
Faniyi bırak ebediyete bak
Ebediyete kazanmak şart.

Sanma bu dünya cennet vatan,
Ebediyetlik vermez, sana ne şöhret ne de şan.
..

Devamını Oku
Gürkan Kaya

Şişe
Takılmış
Şişe
Karşısında
Bekler
Korku
Dolu
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Şirketine sorumdur:
Vatana ihanet suçunun cezası nedir?
Vatana ihanet suçunu körükleyene hangi suç ile soruşturma yapılabilir ve akabinde hangi ceza verilir?

Cumhurun olası bir vatana ihanet soruşturmasıyla Türkiye Cumhuriyetinde hangi makamlar sorumludur?

Bir toplumda din devşirme misyonerliği suç mudur?
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Donumu, gömleğimi, örtümü başıma mı kefen diye mi kullanacağımı, milli ruhumu parmaklayıp, tırnaklayabileceğini siyasetle çözmeye demokratik değilim. Anayasamda kıyafet şartlandırmasının yeri yoktur ve olmayacaktır! Kıyafet, mesleki ihtiyaçlarla belirlenecek sağlık uyumları olarak gerekliliklerdir belki; kaynakçının eldiveni, gözlüğü, ameliyat masasında giyinilecek veya astronot kıyafetine hijiyen durumları gibi… Bunlar mesleki mecburiyetlerdir, bilimsel açıklanabilen… Benim giyeceğime bilimsel keneliği pirelenmesin kimse, eğitim aldığım okulum bu sağlığımı düşünecek güvendir bana… Ordum ordudur, milletin egemenliği milletindir ve hükümet diye seçilenlere haddini ölçüyle verdiğimdir. Hükümete hatırlatacağım bu ölçeğinin vatan, millet, bayrak sağlığına dokunamayacağıdır. O ölçek, benim yegane millet varlığımdır, benim kayıtsız şartsız dokunulmazlığımdır.

Her ortaya çıkanın tellallık hakkı olduğu sanısıyla da ve daha neler neler uyduruklanmaz ki ardına takılacak çıngıraklığına, kuştan öğrendim kuş dilimi, kıştan öğrendim renksizliği dondurabileceğimi, seni nasıl yerinden yurdundan sökeceğim diyenlere meydan değildir vatan yüreğim… tellallık yaptırmaya, tellal kişnemeye ticaret denemesi laboratuarı değildir millet bütünlüğüm…

Çalışmak demek, sağlıklı yaşamak ise, kimin benim adıma ne çalıştığını da bilmem gerekir demektir. Al eline kazma kürek kaz kazabileceğini, yüreğimi mi kazdığın, inancımı mı kazdığın sana önemli değil demek için ücret almaya çalış denilmiyor… bunlar, akıl hastanesinde olması gerekir diye sıfatlanarak korunmaya muhtaçlardır… Kazanılır elbet, önce bağımsızlığını, sonra millet korunmaya ordunu, sonra yuva kurmayı, çocuğuna bahçeyi, altına arabayı, yuvana ortak olmayı aşarak kendine ait evini diye artırabilirsin çalışma olanağını diye sosyoloji, toplumsal vs. bilimlerinden okunur…

Avrupalıyla insani bir ilişki kurmak demek ne demek? Adamlar bilmiyor ki bunu... O tolerans diyor, ben hoşgörü biliyorum... Tolerans diye, bana karışma, sana karışırsam ama hatırlatmazsan bana karışırım sana demeyi anlıyor... Hoşgörü diye sıcak bakış, sevgi güveni saygınlığına kurduğum soframda sıcak muhabbet mezelerimi anlıyorum ben... Mevlana'yı ziyaret ediyorlar, biraz teneffüs edip gidiyor işte... Aramıza boşluğu siyaset yırtıklıyor işte… Hükümet bu boşluğa sıkıştırdı kendini kükrüyor hangi yobazlığın ormanında aslan kesilmişliğini ilan etmiş gibi… İki kutup olduk bu boşlukta, ister vazgeç kısa yoldan bu edepsizliğe, ister haddine değer biçerim er veya geç…
..

Devamını Oku
Hüseyin Benli

Korku olmazsa cesareti öğrenemezdik
Endişe olmazsa sakinliği
Sabırsızlık olmazsa sabrı
Cimrilik olmazsa cömertliği
Kin olmazsa hoşgörüyü
Tembellik olmazsa çalışkanlığı
Hani sormuşlar bir zata
..

Devamını Oku
Yasemin Sezer

Hayalî dizilir aşk
An an
Cismi konuşmaz

Volta atar endişe
Dağların tokadıyla
Eteklerinde köpükler beyaz
..

Devamını Oku
Gürbüz Kaya

Umutsuz bir bakış gözüksede,
Selam sonbahara,
Hayalkırıklığı desek bakışlara,
Gittiği yer yıldızlara.
Sen mutlu olmadığını düşünüyorsan,
O bakışlarda,
Sevdiklerine bir endişe çıkıyor sırayla...
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Bir hurafe eline düşürülmez yönetim. Bir hurafeyi, üstelik bir devlet mekanizmasının dokunulmazlığına güçlendirerek, denetmek, kollamak, zararını aza indirgemeye emek olmak bir vatan sorumluluğunda millet aşkının refahı ve huzuru sadece darbe yarası almıyor, canına ölüm, kucağına şehit alıyor.

Tanrı aşkına! İhaleyi taraflanmak, rüşveti almak da, vermek de suçtur! Memurlukları, temiz ödev hakkına görev hakkını da istek donatın! Bir hata düşünülür, bir endişe süreçlerle izlenir, bir suçu ise işaret parmağı dosdoğru işaret etmeli! Kim olursa, ne olursa da olsun, bir suç, dosdoğru kişi ile belirtilendir! Hukuk ispattır! İşaret parmağı ise ‘o ispat’ hakkıdır!

İşaret parmağı hakkıdır: tek Tanrıcılığı ilan eden Göktürkler'in bu işareti yücelttiğidir! Disiplinli bir terbiyedir sevgi. Çocuğumuzu tehlikeye karşı uyarı eğiten dikkattir! Bu yücelikle bir dikkat, kötü sözlerin yoruculuğuna önlemdir!

Kötülüklerin olduğu bir zaman uğramayayım demez bir felaket! Bu yoruculuklar her küçük gözardı edilen bir ihmale hızla çoğalandır! Çığ, böyle bir küçük yorgunluğun çevresini toplanan içini demez, dışını bilmez bir sürükleme hızında yığınlaşma akımıdır!
..

Devamını Oku
Sırrı Arpaç

Dinle beni güzel dostum
Sırtından vurulan benim
Bilmem ki sen neye küstün
Kemiği kırılan benim.

Çoban derdi garip yayla
Gel üstüme türkü söyle
..

Devamını Oku
Aydan Seylan

Sözlerinde nefret vardı; yüreğinde sevgi tanecikleri
Sözleri ile gözleri tezat yaşıyorlardı...
Hem kin hem de sevgi besliyordu içinde.
Hatta...
Hayata karşı bir öfke...

Bu ne beter çelişkidir böyle.
..

Devamını Oku
Sinan Kılıçarslan

''kime sorsan gösterir'' bir mahallede
herkes kendi acınısını başkasının mandalı ile
sokağa asar

yalnızlık el değiştirir
ve herşey ödünç yaşanır..
kalbe düşen aşk
..

Devamını Oku
Mehmet Ilgın

Yürüyorum bir yolda, gidiyorum sonsuzluğa,
Yol karanlık, yol ıssız, nereye gidiyorsun diye sorarsanız,
Yolcu yol bilmez, yolcu yolunda gerek.
Gidiyorum maziye, bakıyorum geçmişe,
İçimde uyanıyor bir endişe, bak, bak diyorum sırt dönen kardeşe.
Artık bir set çekip geçmişe, bakalım madalyonun şimdiki yüzüne,
Sakın ha teleskopla bakma bugüne, sonra duyacakların gider gücüne.
..

Devamını Oku
Şakir Kocabey

Yazılanların adı oluyorsa övünç diye
Kalemimi kırarım, küser susarım
Feryad ederim, yüreğimi döktüm diye
Darılmam yine kimseye,yırtar atarım
Kızarım, kendi kendimi ele verdim diye
Yazmam, söz derim kendime içimde yaşarım

..

Devamını Oku