Türkçe eskiden olduğu gibi yakında da Ortak Dünya Dili olacaktır.Zira bütün milletlerin düzene ve mantığa karşı bakışları ortaktır.Düzenli bir kâinat ağacının düzenli ve mantıklı bir meyvesi olan insan da elbette kaynağına mutâbık kalacak, düzenli ve mantıklı bir dil olan Türkçe' yi arayacaktır.
Türkçe üzerine çok sözler söylendi, çok çalışmalar yapıldı.Ama biz şunu söylüyoruz:
“Türkçe kendini savunan akıllı ve akıllıca bir dildir.Başka hiçbir dil Türkçe gibi nesnel zaviyelerle haklılığını ispat edememiştir.Elbette herkes öznel olarak kendi dilinin güzelliğini savunur ve belki bunda da kendince haklıdır.Ancak Türkçe bilimsel ve de mantıksal bakış açısıyla da düzenliliğini, güzelliğini haykırmaktadır.Bu yönüyle Türkçe sadece Türk denilen o asil milletin değil düzene meftun tüm dünya insanlarının dilidir.”
Biz diğer milletleri, onların dillerini ya da kültürlerini küçümsemiyoruz ancak Türkçe’de gördüğümüz o eşsiz güzelliği haykırıyoruz.Herhalde başka bir milletin de mensubu olsaydık eğer hakperestsek, yine de Türkçe derdik.
..
Mezar taşlarına ağıtlar yaktın.
Yaşayan dostlara bakmadın bir kez.
Hoşgörü, sevgiyi, aşkı bıraktın,
Hasta mı, sayrı mı sormadın bir kez.
Sağlıkta kol kola girmek var iken,
Küsmek ve darılmak bilmem ki neden?
..
ENDİŞE
‘’Geldiğimizde şu fani aleme,
Kendimizi bulmuştuk emin ellerde,
Bazen insan düşünüyor ve korkuyor,
Acaba biz bu dünyadan giderken,
Minem, Eminem olacak hangi ellerde?
..
GÖNÜL BİRLİĞİMİZ
Tarih boyunca milli varlığımızın oluşması ve onun bekası, gelişip kökleşmesi, dallanıp budaklanması, zor ve dar günlerimizde bizim sahili selamete çıkmamıza vesile olan moral motivasyonumzun, snarijimizin ana kaynağı her zaman gönül birliğimiz olmuştur. Bu gönül birliğimizin içinde; asırlarca bu topraklar üzerinde bizimle yaşamış, ihanet sapıklığına düşmemiş, Türk Milletiyle gülmüş, Türk Milletiyle ağlamış, tasada, kıvançta bir ve beraber olmuş, kısaca al bayrağımızın altında yaşamayı hak etmiş herkes mevcuttur.
Gönül birliğimizi yaşatan, güçlendiren, geliştiren, besleyen ve destekleyen ana değerler ve ana damarlar vardır. Bunların da en başta geleni, vatan birliği, bayrak ve devlet birliğidir. Bir toprak parçası kendiliğinden vatan olma özelliği kazanamadığı gibi, bir bez parçası da kendiliğinden bayrak olma özelliği kazanamaz. Bu değerlerin ortaya çıkmasının altında da ortak bir çaba ve ortak bir kazanım, büyük ve güçlü bir gönül birliğimiz yatmaktadır.
Dolaysıyla bu topraklarda yaşayan, her bir vatandaşımız, kanaat önderi, yazarı çizeri, düşünürü, özellikle de siyasetçisi ve idarecisi, ülkemizin olmazsa olmazı olan gönül birliğimizin yaşatılması ve bekası hususunda büyük bir hassasiyet ve dikkat göstermesi gerekirken maalesef bu duyarlılığın gerektiği gibi ortada olmadığını görmek güç olmasa gerek. Cumhuriyet tarihi boyunca bu ihmallerin ve dikkatsizliklerin bazen kasta varan söylem ve davranışların sayısı ve örneği pek çoktur. Yıllarca sağcılık ve solculuk, ilericilik ve gericilik, laik ve antilaiklik, örtülü ve örtüsüz görüş ve davranışlarıyla gönül birliğimiz hep zarar gördü ve zedelendi. Pek çok vatandaşımız bu hususlarda büyük zararlar gördü, incindi ve incitildi. Bunları yapanlar kötülükten başka ne elde ettiler bilemiyorum. Şu içinde bulunduğumuz bu günlerdeki gergin siyasi atmosferde, en uzaktan en yakına yine toplum alabildiğince gerilmiş bir vaziyette olduğu anlaşılıyor. Halkımızın bir kısmının aşırı politize edilmesi sebebiyle hoş görüsü kalmamış, kimyası bozulmuş psikolojik travmalar geçirmiş gibi bir vaziyet arz ediyor.
Birtakım insanlar bir yerlere yaranma adına medyadan veya sosyal medyadaki siyasi yalan ve yanlışları kabullenerek, hiç düşünmeden hattini aşmış paylaşımları paylaşmak suretiyle toplumsal gerginliğe ve kutuplaşmaya şuursuzca katkı veriyor. Tüm bu olumsuzluklar neticesinde bir birine selam vermeyen komşular, arkadaşlar, hatta yuvası dağılan veya dağılma noktasına gelmiş aileler, akrabalar gün geçtikçe artıyor. Bu olumsuzluklar, bizi ayakta tutan gönül birliğimizin zedelenmesine ve çatırdamasına sebep oluyor. Aklı selim bir kimsenin bu gidişattan kaygı duymaması imkansız bir durumdur.
Bu ülkede hoş görüyü, barışı, kardeşliği, sevgiyi yaymamız gerekirken bilerek veya bilmeyrek gönül birliğimizi yıkmağa çalışmak sosyal barışı zedelemek bu ülke için yapılan en büyük bir ihanettir ve kötülüktür. Bu tehlikeyi en başta siyasi liderlerimiz fark ederek bu hususta gerekli hassasiyeti ve titizliği göstermesi gerekiyor. Çünkü onların söylemleri hal ve tavırları toplum tarafından örnek alınıp taklit edilerek tabana yansıtılıyor.
Gerçekten geleceğimiz adına endişe duyuyoruz ve derin kaygılar taşıyoruz; çünkü her gün şehit haberleri gelmeğe devam ediyor, önümüzde korkunç bir Irak ve Suriye örnekleri meccuttur. Allah bu ülkeye ve bu bölgeye gerçek anlamda ve tez zamanda barışı kardeşliği ve sevgiyi nasip etsin.
..
İnsan bu, binlerce kaygı endişe
Beyninde zonklar didişe didişe
Kan dağılır sihirli pencereden
Döşenmiş her doku lif lif hücreden
Harika fabrika dehşet verici
Öyle bir dolaşım ki ürpertici!
Karmaşık bir sistem içinde ahenk
..
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Her yolun bir sonu vardır nereye
Bu dünyada ektiğini biçersin
Azıksız lambasız zordur nereye
Seni beni ediyorum endişe
Ömrümüz geçiyor yıkıla düşe
..
ÖLÜM ÜSTÜNE
Ölümümüzün yokluğu yok
Sonsuz upuzun bir hayat aşlar
Ölümümüzden sonra
Bir kez gözlerini satmış güneşe
..
Billur billur bahar köpürür her yan
Nakşeder sırrını seyir peş peşe
Semavi orkestra hu senin deryan
Cezbeder muhabbet kardeş kardeşe
İnancın kalemi yazar derince
Vuslata açılır görenin sesi
..
MEMLEKET
Vatanlaştı askerin kanı, kemiği, eti
Yâr etmeyiz haine bu güzel memleketi
MUKAVVADAN YİĞİTLER(!)
..
Söyleme gençlere hayat zor diye
Herkesin derdini o tartamaz ki
Güneşin doğuşuna bir yoksul köyde
Hayal aleminden hiç bakamaz ki
Bakışlarda korku ve bir endişe
Çocukluk çağında başlar her işte
..
Tüm zamanlar rüzgâr olup esende
Ben sana savrulup tutsam ellerin
Gözyaşlarım sakla ömür kasende
Hislerine katsan sussa dillerin
Gurbet hasret ölüm döndük inişe
Sonsuza sevdalı sevinç endişe
..
Seni bana pek rahimkâr dediler
Umaram bu yüzden ihsana yetiş
Hulk-ı hamîdeniz hoş söylediler
Günbegün dem bulup devrana yetiş
İşittim hep erler, senden pek hoşnut
Yardımcınız olsun, Hazret-i Mâbut
..
Gelin günahlardan tövbe edelim
Tövbe edip göz yaşları dökelim
Rükua eğilip secde edelim
Tövbe,tövbe tövbe estagfirullah
Sığındım günahtan ben sana Allah
..
Yorgunluk Bir Ömür
Yorgunluk bir ömür boyu…
Dün bitti diye mi sevinmeli
Ya bugünün telaşı kime kalmalı .
Yarını söylemedik bile
..
Ayrılık korkusuyla ıstırap çeker ruhum
Senden ayrı dünyada inan ki yaşayamam
Ben umudumu yalnız sana bağladım ahum
Senden ayrı dünyada inan ki yaşayamam…
Seni kaybetmek benim duyduğum tek endişe
..
Kıyısına yaklaştığımız sahilden
Sahibine susamış gönülden
Ruhumuzdaki gizli hazineden
Haberimiz yok,kurtulamadık kölelikten
Hedefi saptayan oktan
Kabul olan duadan
..
Duydum hastalanmış hastanedeymiş
Çok sevap ziyaret etmek hastayı
Doktor bulamamış sorunu neymiş
Şükür iyi gördüm dost Mustafa’yı
Görünce sevindi hoş geldin etti
Bende moral buldum bana da yetti
..
İster unut..
istersen yüreğinde tut
bir kez içimize düştü mü kurt
her şartta şüphe
ve endişe zihnimizde somut
yalana sığınan kimse güveni unut
..
kimi aşın pişirir kimi turşusun kurar
zoruna giden nedir anladığından düşe
derleyip toparlanır yüzündedir endişe
kimi kaşın aldırır kimi kendini yorar
kimi yaptığın bilir kimi ezberindedir
dalında güller açar gülücüğü uçurur
..
Hayat adamı edince ters köşe
Kapılırsın içine dolar endişe
Dönersin olduğun yerde
Lakin yaramaz hiçbir işe
Darbeleri yedin mi peş peşe
Dimdik ayakta dur geç direnişe
..