Asıl adı Osman olup İstanbul’da doğdu. Saray mektebi Enderun’da bulunduğu için “Enderûnî” yahut “Enderunlu” diye anılır. Sonradan sadrazam olan Bostancıbaşı Elbasanlı Arnavut Halil Paşa’nın kardeşinin kızının oğludur. Dedesi, Halil Paşa’nın kardeşi Kapıcıbaşı Mustafa Ağa‘dır. Sarayda ser-müezzinliğe kadar yükselen ve Şehzade Selim’in musikî hocası olan Sa’dullah Efendi, Vâsıf’in kardeşidir.
Halil Paşa’nın nüfuzuyla Galata Sarayı’na talebe olarak yerleştirilen Vâsıf, burada gördüğü yedi yıllık eğitimden sonra Enderun’a giremedi. Ancak I. Abdülhamid’in saltanatının son yıllarında 1203/1789′ da saraya girerek “Kilâr-ı Hümâyûn”da göreve başladı ve 1803′ e kadar geçen 14 yıllık hizmetten sonra bir aralık Silahtar Süleyman Paşa’nın kaftancısı oldu. Bu zaman zarfında Sultan III. Selim’e sunduğu 5 medhiye, 2 tarih kasidesi ve 9 tarih kıt’asına rağmen beklediğini bulamadığı rivayet edilir.
Sultan Mustafa’nın 1222/1807 tarihinde tahta geçişinden sonra Enderun‘daki hizmetlilerin en yüksek tabakasını oluşturan Has Oda'ya alındı. Sultan II. Mahmud devrinde “hünkâr başlalası” (1807) , “Balzac ağası” (1815) ve aynı yıl “anahtar ağası” olan, nihayet saraydaki son vazifesi “kiler kethüdalığı”na getirilen şair, bu vazifede dört yıl kadar kaldıktan sonra, 1234/1819′ da kendi arzusuyla saraydan ayrılarak Çanakkale Bolayır’da Şehzade Süleyman Vakfı mütevelliliğine getirildi. Bu vazifeden mütekait olarak İstanbul’a geldikten kısa bir zaman sonra 1238/1823'te Tophane’de çıkan bir yangında konağı hasar gördü. Bundan iki yıl kadar sonra da 1240/1824-25 tarihinde vefat etti.
Eserleri
Vâsıf Dîvânı
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!