Asıl adı Osman olup İstanbul’da doğdu. Saray mektebi Enderun’da bulunduğu için “Enderûnî” yahut “Enderunlu” diye anılır. Sonradan sadrazam olan Bostancıbaşı Elbasanlı Arnavut Halil Paşa’nın kardeşinin kızının oğludur. Dedesi, Halil Paşa’nın kardeşi Kapıcıbaşı Mustafa Ağa‘dır. Sarayda ser-müezzinliğe kadar yükselen ve Şehzade Selim’in musikî hocası olan Sa’dullah Efendi, Vâsıf’in kardeşidir.
Halil Paşa’nın nüfuzuyla Galata Sarayı’na talebe olarak yerleştirilen Vâsıf, burada gördüğü yedi yıllık eğitimden sonra Enderun’a giremedi. Ancak I. ...
Rindiz ferah u zevk u safâ kaafilemizdir
Bâr-ı gama lâkaydi-i dil râhilemizdir
Yârin gam-ı hicrânı değil yalnız işgâl
Yâran-ı gamın bârı da bir gâilemizdir
Ne dem ol gözleri mestâne gelür hâtırıma
İbtidâ sunduğu peymâne gelür hatırıma
Dest-i çevrinde nice yıllar o kaşı yayın
Çekdiğim çille-i merdâne gelür hatırıma
(Bir annenin kızına öğütleri)
Kız dinle nush ü pendimi kavline sâdık ol
Gönle rızâ-yı kaynanayı kul halâyık ol
Kim der sana ki bir çamura var bulaşık ol
Ne kesret ile zâhide ne pek de açık ol
Ne beyân-ı hâle cür'et, ne figâna tâkatım var.
Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var.
Yanayım mı hasretinden geçeyim mi ülfetinden
Hele derd ü firkâtinden sana bin şikâyetim var
(Kızın anneye verdiği cevap)
Pend eyler ise bir daha ağaca sarayım
Yanmış odunla başını gözünü yarayım
Başlı başıma ben dahi bir iş başarayım
Bir âşinâya yalvarayım sonra varayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!