Enbiyalar Sertacı Şiiri - Necati Karaman

Necati Karaman
292

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Enbiyalar Sertacı

Selâm ya ey nuru hüda selâm gönüller sultanı
Medet yandı can içre can sensin kalplerin gümanı

Senin tevhit ikliminde ilâhi aşkla yoğrulduk
Sadrı beşere can veren şeriâtınla doğrulduk

Risalet nurunu yaydın küffarı getirdin dize
İslâmın aşk ikliminde gecemiz döndü gündüze

Hulûkî âzîm şânındır cümle ekvâmın canısın
Dertli kalplerin dermanı hem bu günsün hem yarınsın

Ukbayı senden öğrendik nâme-i sâdrı dinledik
Sergerde ahvâlimizi rahı vuslata yönelttik

Rahmetenlil âleminsin nasıl anlatayım bilmem
Sıdreden süzülüp geçen o hâli beyan edemem

Haberin kapladı ârşı yandı felekler tutuştu
Beşerin inanç ufkunda teşrifin en büyük muştu

Semâ zemin sana hasret herkes birbirne sorar
Mahzun ümmetinde sevinç hem büyük bir iştiyak var

Gönüller asumanısın mümin kalpler seni arar
Senden bihaber yaşayan pişimandır hem bîkarar

Vechi sübhana yöneldin geliyoruz ardın sıra
Bu aşk bu vecd yaktı bizi koşuyoruz ufuklara

***

Kelâm-ı kâdim getirdin insanlığa can bahşeder
İsteyen râm olur hakka bazılar sergerde gider

Habibi kibriyasın hem nur muhammed mustafasın
İki cihanda muteber kırık kalplere safasın

Enbiyâlar serverisin kevn-ü mekâna baş tâcı
Nur-u hüdadan bir cevher dertli gönüller ilâcı

Nezirsin cümle küffara beşirsin hem müminlere
Aşk yolunu açtın bize döneriz hak diye diye

Bizi böyle mahzun koyma ümmeti ahir zamanız
Şefaatı uzman hakdır şeriatına muhtacız

Seni gönülden severiz aşk badesi sundun bize
Ebedi hayat ufkunu açıverdin önümüze

Nurlu yoluna hayranız bildiğimiz günden beri
Bu baş yoluna fedadır ölsek de dönmeyiz geri

Beşer yolu şaşırmıştı şüphelerden vesveseden
Sabit kadem oldu hakka imânı öğrendi senden

Ufukların ötesisin her gönül anlamaz seni
Mukarreb yandı aşkından daim çeker hasretini

Can evinde mahzun idik mekkeden duyduk hutbeni
Cümle âlem behişt oldu herkes unuttu derdini

***

Gönlümüzde parladıkça şeriatınin iç yüzü
Hatırladık beli deyip ezelde verilen sözü

Beşerin ufkunda güneş âşıkların minhacısın
Teslimiyeti tam olan dertlilerin ilâcısın

Seni sevmek büyük nimet arif olanlar anlıyor
Bihaber olan kimsenin ahu zârı hiç dinmiyor

Hirâ dağında cebrâil oku emrini getirdi
Hem miracta aldı seni müntehalara götürdü

İlim şiârınla senin dünya sanki yeni doğdu
İmanın nuru parladı küfrü dehlizinde boğdu

Akıl sır ermez mirâca ulaştın ulu menzile
Hakka arzu hâl eyledin dertleri getirdin dile

Hakkın bize büyük lütfu muhammed mustafa geldi
Boş hayallerle boğuşan insanlığa safa geldi

Şimdi daha çok muhtacız getirdiğin nurlu yola
Aşık seherde zikreder istemezki sabah ola

Aşk-ı mebrur öyküsünü beşeriyete öğrettin
Vuslat kapısını açtın ötelerden haber verdin

Beşerin makûs ufkunda ahir zaman ümidisin
Mevlâdan ilâhi lütüf hakka bağlılıkta birsin

***

Döndün âlemi ukbaya ehâdisin rehber bize
Ehli küfür birleşse de getiremez bizi dize

Nurun kapladı cihanı medeniyeti öğrettin
Âlem-i gaybın sırını ufkumuza sen getirdin

Mümin bigane kalamaz âkil olan seni arar
Ukbayı düşünen kalpler imân cevherini sorar

Kıyâm günü o hengamda ümmetini soracaksın
Müminlerin affı için secdeye kapanacaksın

Sana yönelen kurtulur dünya gailelerinden
Mahzun kalbe müjde olan haber getirdin öteden

Müntehalara yöneldin tâ sıdreden haber verdin
Hüdamızdan büyük ihsan olan namazı getirdin

Nur ahmedin getirdiği şeriatın bendesiyiz
Cümle âlem karşı dursa hak resulun izindeyiz

Gönlümüz nuruna hasret şeriâtına bağlıyız
Sünnetin başımıza tâc her dem onun muhtacıyız

Rahı mevlâyı öğrettin hem götürdün aşk ufkuna
Hayatı şimdi anladık mal-ı can koyduk yoluna

Mümin aşk ilinin eri islâm hakka teslim demek
Gönlünde bulur meşrebi şeriatına girerek

***

Şaşkın bikes duranlara vuslat kapısını açtın
Küfrün kararmış ufkuna nuru muhammedi saçtın

Hüdadan gelen bir nursun kevnü mekân seni arar
Muntehada karar kıldın herkes o ahvali sorar

Hak yolda rehberimizsin senin izinden gideriz
Hayatın hengamesinde düşsek kalksakta geliriz

Ne mutluki yolundayız âkil gıpta eder bize
İlim hikmetle donanıp ulaşacağiz menzile

Müminler gafleti koysa yükselecekler ufkuna
Âkil mâsıvadan kaçıp girmek ister nurlu yola

Âlî himmetsin ümmete bulunmaz misli menendin
Kırık mahsun gönüllere tükenmez bir ümit verdin

Hak yolda yürümek için şeriatın rehber bize
Çalışıp didineceyiz geceyi katıp gündüze

Aşk iklimi erleriyiz kâinat dar gelir bize
Gönül vermişiz resule yönelmişiz kalbimize

Hasretiz biz gül resulün âzîm olan ahlâkına
Daim öğrenmeye çalış bu günü koyma yarına

Senin kurtuluş reçeten imân ufkunda yüzmektir
Küfürden şirkten sakınıp yaradanı bir bilmektir

***

Dinimiz hak ufku berrak en son resule tabiyiz
Bu can bu tende kaldıkça şeriatın sahibiyiz

Gönüller senden bihaber beşer hak yoluna muhtaç
Kurtuluşa ferman olan emrin müminlere minhaç

Aşk ikliminden gelmişsin nurlu mesajlar vermişsin
Haktan aldığın sırları ümmetine öğretmişsin

Seni görene ne mutlu aşk nuruyla yönelmişsin
Her tabakadan insana şeriatı ögretmişsin

Tariki hak üzeresin âkil kula son umutsun
Sana gönülden dönenin ufkunda parlayan nursun

O nur muhabbetten hasıl aşığız ona velhasıl
Gelir bir gün bade dolar inşallah oluruz vasıl

Zaman ahir zaman oldu gönüller derd ü gam doldu
Bugün yarın diye diye bade-i ömrümüz doldu

Gül ehli gönül ehliyiz hak resulün izindeyiz
Gece gündüz iştiyakla vuslat yolunu gözleriz

Gül resulün bendesiyiz dört ciheti bir biliriz
Gönül verdik müntehaya onun ardından gideriz

Bize hüdayı sormayın anı can içre bulmuşuz
Ne bulduysak bu fenâda nuru hüdada bulmuşuz

Necati Karaman
Kayıt Tarihi : 23.4.2007 06:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necati Karaman