Selâm ya ey nuru hüda selâm gönüller sultanı
Medet yandı can içre can sensin kalplerin gümanı
Senin tevhit ikliminde ilâhi aşkla yoğrulduk
Sadrı beşere can veren şeriâtınla doğrulduk
Risalet nurunu yaydın küffarı getirdin dize
İslâmın aşk ikliminde gecemiz döndü gündüze
Hulûkî âzîm şânındır cümle ekvâmın canısın
Dertli kalplerin dermanı hem bu günsün hem yarınsın
Ukbayı senden öğrendik nâme-i sâdrı dinledik
Sergerde ahvâlimizi rahı vuslata yönelttik
Rahmetenlil âleminsin nasıl anlatayım bilmem
Sıdreden süzülüp geçen o hâli beyan edemem
Haberin kapladı ârşı yandı felekler tutuştu
Beşerin inanç ufkunda teşrifin en büyük muştu
Semâ zemin sana hasret herkes birbirne sorar
Mahzun ümmetinde sevinç hem büyük bir iştiyak var
Gönüller asumanısın mümin kalpler seni arar
Senden bihaber yaşayan pişimandır hem bîkarar
Vechi sübhana yöneldin geliyoruz ardın sıra
Bu aşk bu vecd yaktı bizi koşuyoruz ufuklara
***
Kelâm-ı kâdim getirdin insanlığa can bahşeder
İsteyen râm olur hakka bazılar sergerde gider
Habibi kibriyasın hem nur muhammed mustafasın
İki cihanda muteber kırık kalplere safasın
Enbiyâlar serverisin kevn-ü mekâna baş tâcı
Nur-u hüdadan bir cevher dertli gönüller ilâcı
Nezirsin cümle küffara beşirsin hem müminlere
Aşk yolunu açtın bize döneriz hak diye diye
Bizi böyle mahzun koyma ümmeti ahir zamanız
Şefaatı uzman hakdır şeriatına muhtacız
Seni gönülden severiz aşk badesi sundun bize
Ebedi hayat ufkunu açıverdin önümüze
Nurlu yoluna hayranız bildiğimiz günden beri
Bu baş yoluna fedadır ölsek de dönmeyiz geri
Beşer yolu şaşırmıştı şüphelerden vesveseden
Sabit kadem oldu hakka imânı öğrendi senden
Ufukların ötesisin her gönül anlamaz seni
Mukarreb yandı aşkından daim çeker hasretini
Can evinde mahzun idik mekkeden duyduk hutbeni
Cümle âlem behişt oldu herkes unuttu derdini
***
Gönlümüzde parladıkça şeriatınin iç yüzü
Hatırladık beli deyip ezelde verilen sözü
Beşerin ufkunda güneş âşıkların minhacısın
Teslimiyeti tam olan dertlilerin ilâcısın
Seni sevmek büyük nimet arif olanlar anlıyor
Bihaber olan kimsenin ahu zârı hiç dinmiyor
Hirâ dağında cebrâil oku emrini getirdi
Hem miracta aldı seni müntehalara götürdü
İlim şiârınla senin dünya sanki yeni doğdu
İmanın nuru parladı küfrü dehlizinde boğdu
Akıl sır ermez mirâca ulaştın ulu menzile
Hakka arzu hâl eyledin dertleri getirdin dile
Hakkın bize büyük lütfu muhammed mustafa geldi
Boş hayallerle boğuşan insanlığa safa geldi
Şimdi daha çok muhtacız getirdiğin nurlu yola
Aşık seherde zikreder istemezki sabah ola
Aşk-ı mebrur öyküsünü beşeriyete öğrettin
Vuslat kapısını açtın ötelerden haber verdin
Beşerin makûs ufkunda ahir zaman ümidisin
Mevlâdan ilâhi lütüf hakka bağlılıkta birsin
***
Döndün âlemi ukbaya ehâdisin rehber bize
Ehli küfür birleşse de getiremez bizi dize
Nurun kapladı cihanı medeniyeti öğrettin
Âlem-i gaybın sırını ufkumuza sen getirdin
Mümin bigane kalamaz âkil olan seni arar
Ukbayı düşünen kalpler imân cevherini sorar
Kıyâm günü o hengamda ümmetini soracaksın
Müminlerin affı için secdeye kapanacaksın
Sana yönelen kurtulur dünya gailelerinden
Mahzun kalbe müjde olan haber getirdin öteden
Müntehalara yöneldin tâ sıdreden haber verdin
Hüdamızdan büyük ihsan olan namazı getirdin
Nur ahmedin getirdiği şeriatın bendesiyiz
Cümle âlem karşı dursa hak resulun izindeyiz
Gönlümüz nuruna hasret şeriâtına bağlıyız
Sünnetin başımıza tâc her dem onun muhtacıyız
Rahı mevlâyı öğrettin hem götürdün aşk ufkuna
Hayatı şimdi anladık mal-ı can koyduk yoluna
Mümin aşk ilinin eri islâm hakka teslim demek
Gönlünde bulur meşrebi şeriatına girerek
***
Şaşkın bikes duranlara vuslat kapısını açtın
Küfrün kararmış ufkuna nuru muhammedi saçtın
Hüdadan gelen bir nursun kevnü mekân seni arar
Muntehada karar kıldın herkes o ahvali sorar
Hak yolda rehberimizsin senin izinden gideriz
Hayatın hengamesinde düşsek kalksakta geliriz
Ne mutluki yolundayız âkil gıpta eder bize
İlim hikmetle donanıp ulaşacağiz menzile
Müminler gafleti koysa yükselecekler ufkuna
Âkil mâsıvadan kaçıp girmek ister nurlu yola
Âlî himmetsin ümmete bulunmaz misli menendin
Kırık mahsun gönüllere tükenmez bir ümit verdin
Hak yolda yürümek için şeriatın rehber bize
Çalışıp didineceyiz geceyi katıp gündüze
Aşk iklimi erleriyiz kâinat dar gelir bize
Gönül vermişiz resule yönelmişiz kalbimize
Hasretiz biz gül resulün âzîm olan ahlâkına
Daim öğrenmeye çalış bu günü koyma yarına
Senin kurtuluş reçeten imân ufkunda yüzmektir
Küfürden şirkten sakınıp yaradanı bir bilmektir
***
Dinimiz hak ufku berrak en son resule tabiyiz
Bu can bu tende kaldıkça şeriatın sahibiyiz
Gönüller senden bihaber beşer hak yoluna muhtaç
Kurtuluşa ferman olan emrin müminlere minhaç
Aşk ikliminden gelmişsin nurlu mesajlar vermişsin
Haktan aldığın sırları ümmetine öğretmişsin
Seni görene ne mutlu aşk nuruyla yönelmişsin
Her tabakadan insana şeriatı ögretmişsin
Tariki hak üzeresin âkil kula son umutsun
Sana gönülden dönenin ufkunda parlayan nursun
O nur muhabbetten hasıl aşığız ona velhasıl
Gelir bir gün bade dolar inşallah oluruz vasıl
Zaman ahir zaman oldu gönüller derd ü gam doldu
Bugün yarın diye diye bade-i ömrümüz doldu
Gül ehli gönül ehliyiz hak resulün izindeyiz
Gece gündüz iştiyakla vuslat yolunu gözleriz
Gül resulün bendesiyiz dört ciheti bir biliriz
Gönül verdik müntehaya onun ardından gideriz
Bize hüdayı sormayın anı can içre bulmuşuz
Ne bulduysak bu fenâda nuru hüdada bulmuşuz
Kayıt Tarihi : 23.4.2007 06:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!