Her yıl böyle başlıyor. Yeni yıl, yeni umutlar, yepyeni bir benlik. Ama sonunda ne oluyor? Yine yeniden aynı beklentiler gelip bizi buluyor. Nedir bu yılların insanlar üzerine olan etkisi? İnsanların, hiç mi etkisi olmaz; bu gelip geçen yılların üzerine?
“İnsan, kendini neden hep yalnız hisseder? ” diye çok düşünmüştüm. Daha yaşım yirmi idi. Lakin cevabını bulduğumda yaşım yirmi dört olmuştu. Kişiler, hep hayatlarında, anlık bile olsa, bir şeyleri paylaşmak istiyorlar. Daha doğrusu bunu ben istiyordum ve hala istiyorum. Dünyada geriye kalan insanların benden ne farkı var ki, bundan farklı bir şey istesinler ki!
Ancak durum, burada açmaza girdi. İnsanlar, neyi paylaşmak istiyorlar?
İnsanlar, konuşa konuşa; hayvanlar, koklaşa koklaşa anlaşır derler. Ama ne var ki, insanlar konuşurken, ne kadar gerçekler? Gerçekten kendilerini sunuyorlar mı konuşmaları ile, yoksa o kelimeleri ile ördükleri duvara mı vuruyorlar karşılarındaki insanı?
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,