Onu dost zannetme,gafil kardeşim.
Her gün boğazını sıkan dost, gibi.
Mert düşman olsaydı,eğerdim başım.
Kalbimi göğsümden çeken dost, gibi.
Sanki,garip bir muskadır, okunmuş.
Gizli,gizli yakınıma sokulmuş.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
yılandan besbeter sokan dost gibi
içen bir tiryaki olarak kendime çok kızarım ama o yılandanda ayrılamadım bir türlü
neyse şiir çok güzel ve anlamlı RABBİM bırakmak nasip eder inş hocam tebrikler
tam puan
bütün hastaliklarin kaynagi olarak lanse edilir bati,da sigara...
Şiirde sigaranın zararları bir bir sıralanmış. Şairi kutluyorum.
Eski bir tiryaki olarak onun en ufak bir faydası olduğunu düşünmüyorum;
Bırakın dost olmasını!!
saygılar
nurcan usta
En Kötü Dost
Onu dost zannetme,gafil kardeşim.
Her gün boğazını sıkan dost, gibi.
Mert düşman olsaydı,eğerdim başım.
Kalbimi göğsümden çeken dost, gibi.
Sanki,garip bir muskadır, okunmuş.
Gizli,gizli yakınıma sokulmuş.
Şeytan gibi,dudağıma dokunmuş.
İçime hep zehir döken dost gibi.
Duman,duman ciğerimi basan o.
Sinsi,sinsi içeriye pusan o.
İki ayağımı, dizden kesen o.
Genç yaşta belimi büken dost gibi.
Jelatinli kutulara dolması.
Kalbime en yakın yerde olması.
Merhem kisbetinde,ağu damlası.
Durmadan içime akan dost gibi.
Ona dost demeye dilim varmıyor.
Öyle hilekâr ki,açık vermiyor.
Dimağlar kapalı,gözler görmüyor.
Gülün arasında,diken dost gibi.
Efkârımda, dostum gibi yaklaşan.
Ciğerimle,soluk,soluk koklaşan.
Kurşun gibi sıra sıra bekleşen.
Yılandan, beş beter sokan dost gibi.
her ülkenin ve insanın güya belirli bir düşmanı vardır...ben iddia ediyorum, insanoğlunun en büyük düşmanı cebinde taşıdığı sigarasıdır...2000 den fazla kanserojen içeren zehir varmış içinde, uzmanlar söylüyor gerisini biz düşünelim...kutlarım duyarlı yüreğinizi...10 tam puan...saygılarımla...ibrahim yılmaz.
Anlam zenginliği şiiri her yöne çekebilmeye imkan tanıyor. Kutluyorum şairi.
Ben terkettim onu :))
Tebrikler, selamlar.
her pakete sigara sağlığa zararlıdır yazmasalar millet belki bırakacak ta....huyumuz kurusun kuralları çiğnemeyi seven bir milletiz işte..
o şair kardeşiniz ben olabilirmiyim sayın abim... eğer öyleyse böyle güzel bir esere vesile olabildiğim için mutlu olduğumu bilmenizi isterim... ustaca yazılmış bir şiir kutlarım...saygılarımla
tebrikler üstat yine döktürmüşsünüz kutlarım inşallah okuyanlar öğütlerinizi dinlerler.
Şair zafer KILIÇ
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta