En Dıştaki Evin Münzevisi
Göğün ve denizin, ufukla menteşelenmiş
Açık mavi levhaların gücü yetmiyordu
Üstüne kapatıp, bu adamı yassılaştırarak dışarı çıkarmaya.
Onca kayayı toslatmalarla ve pençe tehdidiyle
Soluk soluğa kalmış büyük tanrılar,
Taş-Kafa, Pençe-Ayak, farkındaydılar bunun.
Ne için, öyleyse, dayandılar
Aksi yüzle o uzun sıcaklara ve soğuklara
Şu eski despotlar, madem ki o adam
Kahkahayla titreyerek oturacaktı eşiğinde,
Dimdik duran kulübesinin keresteleri gibi
Bükülmez omurgasıyla?
Çetin tanrılar oradaydı, başka da bir şey yoktu.
Gene de başka bir şeyi işaretledi adam.
Taşlı, teşne bir çömlek değildi bu,
Fakat yeşilin belli bir anlamıydı.
Onlara direndi işte bu münzevi.
Kaya-yüzlü, yengeç-pençeli, handiyse yeşil.
En yeşil ışıkta un ufak oldu martılar.
(1959)
Sylvia Plath (1932-1963)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
https://ecnebiedebiyat.wordpress.com/category/sylvia-plath/
İsmail AksoyKayıt Tarihi : 28.9.2016 15:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
The Hermit at Outermost House by Sylvia Plath Sky and sea, horizon-hinged Tablets of blank blue, couldn't, Clapped shut, flatten this man out. The great gods, Stone-Head, Claw-Foot, Winded by much rock-bumping And claw-threat, realized that. For what, then, had they endured Dourly the long hots and colds, Those old despots, if he sat Laugh-shaken on his doorsill, Backbone unbendable as Timbers of his upright hut? Hard gods were there, nothing else. Still he thumbed out something else. Thumbed no stony, horny pot, But a certain meaning green. He withstood them, that hermit. Rock-face, crab-claw verged on green. Gulls mulled in the greenest light.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!