Bugün 29 Ekim 2007...ama bugünün anlamını ve önemini yazacak ve hatırlatacak bir sesleniş değil bu yazdıklarım, bunu zaten bizler yani bu Ulusun kıymetini, bu Cumhuriyetn faziletini ve Mustafa Kemal Atatürk'ün kadrini biliyoruz ve bilicez de...hoş bilmeyenlere de vakti zamanında en münasip ve hiç unutmayackları bi şekilde anlatılmıştır zaten.
Yalnız, hâlâ bilmeyenlere, bilmek istemeyenlere yada işlerine geldiği gibi, çıkarları doğrultusunda bilmek isteyen; dış ve iç güçlere(! ! !) daha doğrusu siyası zayıflıklarıyla güçlü olduklarını zannedenlere tekrar büyük bir zevkle hatırlatılır ve şu an ki şartlara duruma göre bir kez daha anlatılır, bunlardan hiç şüpheleri ve kaygıları olmasın.
Yıllardan beri bu Cumhuriyeti yıkmak, bu Ulusu yıpratmak ve bu vatanı bölmek isteyenlerin ne kadar büyük bir şevkle ve hırsla, ne kadar canla başla çalıştıklarını, emellerine ulaşmak için her türlü oynanan oyunlara seyirci kaldıklarını yada iştirak ettiklerini ve hatta bu oyunları düzenleyip daha sonra uzaktan yönetenleri, bilmekteyiz duymaktayız ve görmekteyiz.Bu millet bu Ulus sandıkları gibi aptal değil. Daha doğrusu bizleri dışarıya böyle empoze eden siyasi güçler bu milletten daha akıllı değil. Bizler bunların farkındayız, bilincindeyiz de....nedense halâ bu oyunun baş aktörleri ve figüranları, bu Milletin ne kadar sağ duyulu, fedakar, onurlu ve bir okadar da akıllı olduğunu anlamamakta ve görmemekte ısrarcılar.Anlaşılan geçmişten ve kendilerine ibret olmuş tarihten yeterince ders almamışlar.Yani, tarih tekerrürden ibarettir deyip tekrar onlara bir ders vermek ve halâ dinmeyen kuyruk acılarına bir son vermek şayet onlara bu Vatan'ın bölünmeyeceğini yeterince anlatıcaksa bunu yapmak bu Milletin asla vazgeçemiyeceği görevidir.
Acaba diyorum bütün bu sergilenen siyasi tablonun altında yatan nedir...Birinci dünya savaşı sonunda imzalanan Sevr'e göre doğuda kurulması öngörülen sözde Ermeni Devletinin sınırlarının belirlenmesi görevinin zamanın ABD Başkanı Wilson'un tayin etmesi daha doğrusu edememesi mi, şimdi ki Ermeni yasa tasarısını temsilciler meclisine kadar getiren...yoksa, Lozan Konferansısının bitiminde, Lord Cursan'nun (zamanın İngiltere Başbakanı) İsmet Paşaya hitaben söylediği: ' bütün bu reddetiklerinizi bugün cebime koyuyorum.Yarın birer birer çıkarıp sizlere ödeteceğim'düşüncesiyle Sevr dosyasının halâ açık olduğunu kanıtlamak içinmidir, şimdi ki bu iştahları bu şaha kalkmaları...
Dışarda bir savaş çıkmasını bekleyen, eften püften olayları bahane edip akbabalar gibi hazırda bekleyen ve dost maskesleri altında ince hesaplar peşinde koşan düşmanlar,
Kendi menfaatlerinden dolayı AB adı altında, bizim iç meselelerimize karışıp,dengelerimizi alt üst etmeye çalışan,üzerimize örtülü bir sömürgeyi ve sözüm ona gelişme ilerleme odaklı yabancı sermaye kolonisi kurma hesaplarını, kendi içimizdeki yanlış dış siyaset politikasından paye alan düşmanlar...
Bu Vatanın her karış toprağında şehit kanı bulunurken, Devlet içinde Devlet kurmaya çalışanlar yani Kürdistan Devleti hayaliyle yaşayanlar, Ermeni sorunu Kıbrıs sorunu, azınlık hakları, Ege kıyıları, patrikhane ve ruhban okulu gibi konuları gündeme taşıyarak ulusal birlik, bütünlük ve güvenliğimize yönelik sakıncalı plan ve projeler sergileyen zihiniyete sahip düşmanlar....
Veee.... ve ne yazık ki, dıştaki tehlikelerden daha çok canımızı acıtan ve bu Milleti kahreden se, Vahdettinin ruhunu şâd etmek isteyip üç ihlas bir fatihâ la yetinmeyi bilmeyen hainler...değerlerimizi, dünyaya emsal tarihimizi, onurumuzu ayaklar altına alıp sadece cüzdanını ve mertebesini düşünüp bu ülkeyi ABD ye kukla yapan, masa üstü oyunlara alet eden ve alenen bu toprakları pazarlığa götüren, anamızın baş örtüsünden prim yapan ve insanların en özgür ve hür iradesiyle sahip oldukları dini siyasete alet eden en büyük düşmanlar...
Bütün çırpınışlarınız, uğraşılarınız boştur hayaldir.Sadece kendi zihinlerinizin sınırlarında hep kalacak olan bir muammadır...nedenmi?
-Yediyüz yıldır süre gelen imparatorlukların ve iktidarların bu topraklara olan hakimiyetini egemenleğini Viyana kapılarına kadar götüren...
-Bu ülkeyi tarihimizin yüz karası sayılan, bu ülkenin idam fermanı olan Sevr anlaşmasından alıp, kurtuluşumuzun ve bağımsızlığmızın simgesi olan Lozan anlaşmasına götüren, dünyada eşi benzeri az bulunan siyasi dehaya sahip Mustafa Kemal gibi bir değeri yetiştiren...
-Vatanına, bayrağına, toprağına canını kanını feda eden ve kanının son damlasına kadar anasının ak sütü gibi helal eden şehitleri, ve evlatlarını bu uğurda kınalar yakıp gönderen anaları olan;
Bu Milleti bu Vatanı kimse bölemez, parçalayamaz, el ve dil uzatamaz ola ki kalkışan olacaksa da o eller kırılır, herkesin haddi hesabı verilir.Bizim bu gençlerimiz, böyle analarımız ve bu kadar güçlü kuvvetli askerimiz ordumuz olduğu sürece de bu Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır...sevgili Atamızın dediği gibi...ve bu bize kalan en değerli mirastır.
29 Ekim 2007
Afet ErgüKayıt Tarihi : 29.10.2007 16:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Afet Ergü](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/10/29/en-degerli-miras-29-ekim-2007.jpg)
TÜM YORUMLAR (15)