Belki de en büyük suçumuz, bir telefonun ekran ışığının söndüğü süreye kadar yaşanan aşkların olduğu bir dönemde aşık olmaktı.
Yine, yüz kırk gramlık bir akıllı telefonun bin üç yüz gramlık beynimize hükmetmesine izin vermekti en büyük suçumuz.
İki buçuk saatini boş bir dizi için tüketip, sonra o diziden etkilenip "bana biraz zaman ver." diyene zaman verip zamanımızı çarçur etmekti en büyük suçumuz.
"Sen diğerlerine benzemiyorsun." cümlesiyle gelene inanıp, sonra nasıl diğerlerine gittiğini izlemekti en büyük suçumuz.
Sonra insanlığın olmadığı bir yerde, bir zamanda insanlığı aramaktı en büyük suçumuz.
Aslında en önemlisi de elinde el feneriyle gündüz vakti insanlığı arayan Diyojen'i aptal yerine koymaktı en büyük suçumuz.
Şimdi soruyorum acaba kaçımız Diyojen gibi elinde el feneriyle gündüz vakti insanlığı arayabilir? Hem de el fenerleri cep telefonlarımızın içindeyken kaçımız buna cesaret edebilir?
Mazlum GünhanKayıt Tarihi : 30.4.2017 21:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!