En Baştan Başlamak İstiyorum
En baştan Başlayarak
Yaşamak istiyorum;
En karmaşık, en baştan çıkarıcı,
En gizemliyi!
En fırtınalısını seçip...
En baştan başlayarak
Sevmek istiyorum;
Sonunda ışık olmasa da...
Mademki, yüreğinde bir dişi şölvalye var.
Sev bakalım diyorum.
Ama kimseyle paylaşmadan!
Sev sevebildiğin kadar...
En baştan başlayarak
En önde olmak istiyorum;
Utanç duşmadan,
Dik ve onurlu.
Öndekileri teker teker
safdışı ederek...
En baştan başlayarak
Fark edilmek istiyorum;
Sırdan değil, can dostu gibi,
İyi gün dostu değil,
En fırtınalısı,
En sınırsızı,
En dürüstçesi,
Her neyse...
En baştan başlayarak
Koklamak istiyorum;
Sulamayınca solan,
Kalbimin kanında açan son gülü.
Kırılgan bir çiçek gibi, korumak,
Derleyip toparlamak istiyorum...
En baştan başlayarak
Haykırmak istiyorum;
Sevdiğimin beni sevdiğine inanarak
Soluk soluğa koşup!
Coşkumuzu çığlık atarak ilan edebilseydik.
Kaçmanın sarhoşluğu yerine,
Sevincin coşkusunu yaşasaydık...
En baştan başlayarak
Beni anlamanı istiyorum.
Kanadı kırık bir yürekle sevmektense,
Sensiz olma istiyorum.
Benimki, çivi çiviyi söker yöntemi!
Sensiz nasıl yaşanacağını öğrenip,
Aradan çekilmek istiyorum.
En baştan başlayarak
Duymak istiyorum...
Ve...
Bana ilk kez,
Bana
Anlatmanı istiyorum...
En baştan başlayarak yazmak istiyorum.
Aklıma sen geliyorsun,
İçli sevda şiirleri doğuyor içimden.
Sana hasretim bir çığ gibi artıyor.
Meğer sana ne kadar bağlıymışım...
Yüreğimde, gözümde, şahdamarımdasın...
Yüzüm mahçup, gözlerim dolu,
Yüreğim sancılı...
Sana yazmak,
Yarım kalmış öpücüğe benzer bir şey...
Her düşündüğümü,
Her istediğimi yazmak,
Meğer ne kadar zormuş.
Yüreğim bir volkan gibi kaynıyor,
Nedense boşalamıyorum....
Yine de şiirlerim seninle başlıyor.
Ve...
Ancak sana yazabiliyorum.
Bir sen bir de benden başka,
Kimsecikler bilmemeli,
duymamalı, okumamalı...
Yüreğimde, gözümde, aklımdasın.
Sevmenin gücüyle çarpıştığımız an,
Ben galip geliyorum.
Duygularla çarpıştığımız an ise,
Sonsuza kadar yenilen benim.
Yenilmez şövalyem,
Haklısın diyemiyorsun.
Öyle ipe sapa gelmez,
Öyle münasebetsiz,
Öylesine ölçüsüz seven bir yüreğim var.
Tüm güzellikler, tüm içtenlik,
Sınır tanımaz yüreğimde değil mi?
Bu duygulardan küçücük bir şey eksilirse,
Ben bomboş kalırım...
En baştan başlayarak
Ceylan gözlerine benzer gözlerinin,
Sonsuz ufuklara açılan beyazlığında,
Sevgimi resme dönüştürmek isterim.
Zaman zaman, yaşamakla,
Düşünmek arasında,
Kavga etmek için kuvvet aldığım,
O dost gözlerinin,
O dost beyazlığında,
İnsanların eşit olduğu dünyayı düşlerim...
Gökyüzünün lacivertimsi karanlığında,
Bana yol gösteren,
Ceylan gözlerine benzer gözlerin,
İki yıldız parlaklığında...
Havai fişeğin,
Kapkara gökyüzünde yarattığı,
Renk fınarını düşünür;
Yüreğimde patlayan fişeğin coşkusuyla,
Sevgiyi düşlerim...
Resim denince aklıma,
Olabildiğince renkli palet gelir.
Bir rüyalar ülkesi;
Üzerinde kuşların ötüştüğü,
Kelebeklerin uçuştuğu,
Kirinden, pasından arınmış
Tertemiz bir ülke gelir...
O ceylan gözlerine benzer
Gözlerinin okyanusunda...
En baştan fırçamı alırım elime,
Beyaz tuvalden önce...
Benden kaçamadığın
Hesaplaşmayı göze alabildiğin,
Lacivert yatak odanı aydınlatan,
O gizemli mumdan çıkan,
Alev gelir aklıma...
Tuvalime;
Alev kırmızısıyla
Mercan kırmızısını,
Gül kırmızısıyla,
Çingene pembesini,
Yerleştirmek gelir...
Ege'nin büyüleyici gecelerine benzer,
İri gözlerin gelir aklıma.
Işık tutkunu olduğun,
İçtenliğin gelir...
Renkleri karıştırıyorum...
Çivit mavisiyle, buz mavisi,
Gül pembesiyle, zümrüt yeşili,
Turuncuyla, kan kırmızısı renkler,
Ölümsüz güzelliğine dönüşüyor.
Renk pınarı kadar duru saflığın geliyor aklıma...
Dantel gibi örülmüş,
Ege kıyılarından,
Kır kahvelerinden,
Daracık sokaklarından,
Ve...
Senden yaratılmış
Sevgi yumağı aklıma gelir...
En baştan düşündüğüm rengi
Bir defasında sürmek isterim...
Önce suluboya gelir aklıma.
Çünkü; suluboya yaşam gibi
Düzeltme kabul etmez.
Yaşamdaki akıcılığı kolayca yakalar,
Senin gibi hissettirmeden,
Değerleri yerine koyar benim gibi...
Lacivert odanın,
Lacivert duvarında palyaçolar görüyorum...
Kadın, erkek, çocuk palyaçolar...
Gerçek duygu ve düşüncesi olan insanlar...
Hepimiz de palyaço değil miyiz?
Bu kez de aklıma,
Hiç çıkarmadığın masken gelir...
Uzakta, çok uzaklarda...
Tahta bacaklı, küpeli kulaklı,
Tek gözü kapalı, dişsiz korsanlar gülümsüyordu.
Ve deniz can dost gibiydi,
Cıvıl cıvıl havasıyla...
Ya bir sihirbazın,
Ya bir ressamın fırçası,
Ya da başka bir alem oluvermişti...
O ceylan gözlerine benzer gözlerinin
Sonsuz beyazlığından,
Bir saflık
Bir içtenlik,
Sıcaklık yayılıverir
Tuvalime...
Renkleri bildik gibi gelen,
Ama bilmediğimiz...
Artık her şey yerli yerindedir.
Sanatın doğasında,
Yüreğinde olgudur bu duygu...
Hemen şimdi, vakit geçirmeden
Kaybolanları geri getirmek üzere,
Kapat artık gözlerini...
Beklediğimiz an geldi,
Yolculuk gökkuşağına...
Dünyada haksızlık varsa,
Kimse temiz olamaz...
Ey, kasırgaların kardeşi fırtınalar,
Güzeller güzeli gökkubbe,
Yüreğimin zenginliği deniz!
Ey, öteki gezegenlerin halkları!
İçinizde kim en günahsızsa,
O duysun çığlıklarımı...
En baştan başlayarak
Yaşamla oynaşmak istiyorum.
Öylesine sessiz, öylesine güzel,
Bir tomurcuk açtı...
Yüreğimin derinliğinde,
Bir fısıltı gibi...
Oysa yıllardır,
Sarmaşık gibi, yüreğimi
Kocaman bir yengeç dolamıştı.
Tomurcukla sevincim yeşerdi,
Neşelendim, yeniden gülümsedim
Yaşamla oynaşırken,
Soluk soluğa, tam zamanında,
Ne önce, ne de sonra...
Sevgisiz insanları,
Acımasız davranışları geride bıraktım.
Yaraları bereleri onardım.
Kabalığı, hoyratlığı aştım.
Her şeyi gönlümde okşadım.
Ve tomurcuklar...
Yaşama sevincimin tomurcukları
Açmaya başladı.
Hem gizemini çözmeye başladım,
Hem de...
Soluk alıp vermek üzere,
Açmanın tadını yaşadım
Tomurcuklarla...
Hep alçak sesle düşünüyordum:
Hep böyle tomurcuk kalacak değil ya?
Diyordum...
Sen en güzel çiçekleri açmalısın,
Tomurcuk diyordum...
Tomurcuk öylesine sessiz,
Öylesine güzel, öylesine içten ki,
Gökyüzünün aydınlığından
Başka bir şey görmemişti...
Açtığında bak, göreceksin!
Yer, gök nasıl birbirine karışacaktı!
Bir gün korktuğum başıma geldi...
Tomurcuk çiçek olacağını haykırdı!
İçimdeki susuzluğumun ortasında,
Çiçek gibi açmaya devam ederken,
Benim çiçeğim derken,
Yüreğimde bir anda beliriveren,
Eşsiz güzellik birden,
Gözümün önünden kayboluverdi...
Ve...
Bir gün, bir gül yolumu kesti.
Dikenli tele takılmış.
Şipşak fotoğrafı vardır ya hani,
Onlardan biri gibi...
Sonuçta kayda değer bir şey yok.
Aşk acısını toprağa gömeceğim.
Bereketli tohumlar gibi gömeceğim.
Sevmek güzel de, yitirmek çok acı...
Yüreğimdeki yengecin şenlendiğini,
Duyar gibi oluyor musunuz?
Kayıt Tarihi : 18.6.2001 18:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!