Kimsesizliğin bir hançerini andırıyor ıstırabı
Uzaklara yapışıp kalan yaşamın renkleri
Tanık olma fırsatı bulamadığım
Sahipsizliğin bakışıydı o kocaman gözleri
Kar yığınlarının kefen olduğu kaç sabi var ki bu dünyada
Eriyip giden kar yığınlarının hüznü
Milyonlarca insanı hüzne boğa bilsin
Nasıl verilecek bu kahredici soruların yanıtı
Varsılların dünyasında yoksulluğun cenderesi
Göğsünde yürek taşıyanların
Ve
Sinesinde insan olanların bağrını yalayıp geçen çaresizlik
Hani çok derinden dövmüştü hepimizi hayatın örsü
Kül içinde gül yetişmez ki
Yangın yeridir orası
Yıkılmanın en kolay yolu
Kurtuluşu başkasında görmekti
Gördün mü?
Fırtınanın şiddetinden kaçışı
Sevmez hayat kendisini
Çok fazla ciddiye alanları
Gereğinden fazla dünü düşleyenler
Hak ettiğinden fazla yarını düşünmek zorunda kalırlar
Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşarlar o anı
Hayatından çıkardıklarını gereğinden fazla özleyenler
Hak ettiklerinden daha fazla bir özlemle beklerler
Hayatlarına yeni girecek olanları
Ve onlar asla göremezler yanındakilerini
Soğumuş bir yüreği
Kim ısıtabilir ki
Kendi gözyaşlarımız
Islatmadı bizi
Dönüp dönüp kuyruğuna bakıyor
Arkamdan geliyor mu diye birileri
Dünya bir karmaşa
Çözdükçe dolaşıyor
Önder Karaçay
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 14.1.2018 17:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
6 Şubat 2014'te gazete sayfalarına şu satırlarla yansımıştı yürek dağlayan o haber;"Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca Köyü'nün Çeli Mezrası'nda oturan Taş ailesi, rahatsızlanan 1,5 yaşındaki çocuklarının yolların kapalı olması nedeniyle hastaneye götüremedikleri için öldüğünü öne sürdü."Köye 16 kilometre uzaklıkta bulunan mezrada yaşayan 7 kişilik Taş ailesinin çocukları Muharrem Taş, akşama doğru yüksek ateş ve öksürük şikayetleriyle aniden rahatsızlanmıştı...Aile, mezra yolunun kardan kapalı olması nedeniyle çocuklarını hastaneye götüremeyince, ilgilileri telefonla arayarak yardım istemişti... Aile, görevliler gelir umuduyla beklerken, minik Muharrem, gece saat 02.00 sıralarında hayatını kaybetmişti...Gece yarısı Van'dan yola çıkan yakınları, araçlarla sabaha karşı köye, geri kalan ve kapalı olan yolu ise 4 saat yürüyerek mezraya ulaşmıştı...Otopsi işlemlerini yapmak ve suç duyurusunda bulunmak için, minik Muharrem'in cenazesini bir çuvala koyup sırtlarında taşıyan aile, yine yürüyerek 16 kilometre uzaklıktaki Yalınca Köyü'ne ulaşmıştı... Çok ağır gelmişti bu yük bana çocuğunu sırtında taşıyan babanın yükü kadar ağır...Ve belirsizliğin hakim olduğu adalet önünde suçlu bulunamamıştı. İnsanlık taşıyacaktı şimdi bu ağır yükü...

düşündüren şiir. ve çok güzel...
saygılar..
damla damla akan sevgi dolu duygularınızı
sel misali aktarmışsınız
Şiir zaten...
"Dönüp kuyruğuna bakıyor...
Dünya bir karmaşa
Çözdükçe dolaşıyor..."
İşte bu..
Başın kuma gömüldüğü yerde iş... Kuyruğa düşer!
Onlar da karışır birbirine...
Yükü de çekene kalır!
Tebrikler Önder Bey, Kardeşim..
Kim ısıtabilir ki"
Sevgili şair, şiiriniz baştan sona harika,lakin en anlamlı bulduğum iki mısra her şeyi özetlemi gibi.Saygılar efendim...
TÜM YORUMLAR (5)