ey ruhum! .. şu esareti bırakta,
aynalar böylesi bir yanan görsün.
son sözün söylendiği son durakta;
gerçekten habersiz bir zaman sürsün.
vuslatı bir kulluk, özgürlüğe eş,
tarifsiz bir ağrı yine başımda,
yazıkki hiç kimse etmez aldırış;
belirsiz bir korku durur karşımda,
yaptığım tek şey sessizce haykırış.
unutmaktır diyerek o son çare,
noktalar...
varda ve yokluktalar
bağrımdaki oktalar
elimin çizgisinde
dilimin ezgisinde
azaldıkça çoktalar
yürüyüşün bir iz oldu yollarda
silinmez kaybolmaz mukaddes bir iz
acıyı büyüten bu korkularda
senden bir temas arar kalbimiz
gül kokulu o zamana tutunarak
zaman aynada bir geçişte gibi
her şey sanki onun yansımasında
atılan her adım bitişte gibi
rüzgarda esiyor tam sırasında
savuruyor bütün telaşlarımı
Bir çoban misali yalınayakla,
Gökdelenli şehre koştum neyleyim?
Rüya aleminde küçük kayıkla;
Büyük okyanusu aştım neyleyim?
Denizler gözümde her an ufaldı,
beni bırakıp bırakıp
meçhullere gidiyorlar
hep benim canımdan çıkıp
canıma kastediyorlar
susuyorlar uzun uzun
bahçe ışıktan bir havuz
aksediyor parıltılar
bitmeyen o sükutumuz
derinlerde sarsıntılar
düşler siyaha bürünmüş
perde perde ardı güneş
güneş sanki visale eş
sükuttan yol, hep gidiş var
sonunda aşk, ürperiş var
Sevgim yırtılmış eski bir resimde
Dolanır durur tılsımlı bir resimde
Sevgim bir ırmak ah akar delice
Nöbet gibi yoklar beni her gece.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!