Sessiz Çığlıklar Sarmıştı Geceyi
Ağlayan Kalemim Bozdu Sükûneti…
Sen kalbinin sesine kulak ver,
O ne diyorsa doğrudur.
Zamanı akışına bırak,
Her şey yerini bulur..
Gün doğarken neler doğuyor neler
Bülbül sesleri yankılanır kuytularda
Usul usul aralanırken tül perdeler
Gün doğarken neler doğar neler.
Bir cennet fısıltısı başlar dallarda
Dursun!
Sussun çığlıklar!
Bakmasın gözlerin kaçan bakışlarıma.
Söylemesin kimse neymiş hatam onlarca.
Bazı sabahlar beyazlığına karışırım bulutların
Bazı akşamlar kızıllaşıveririm ansızın
"Güzel'in sonunda çirkinlik, çirkinliğin öncesi güzellik
Başını kaldır da bak, güzellik bile hiçlik.
Bir ömrün yükünü çekerek dizlerimde
İlahi bir sese doğru yöneliyorum.
Yolumun karanlığa saplanan köşesinde
Beni kucaklayan bir mabed görüyorum.
Hayallere dalıyorum!
Nasıl bir duyguyla çıkar bilinmez öz
Ömrün hangi zemininde hangi zamannda.
Sessiz bir çığlık garip ve çaresiz
Kalırsın güpegündüz yalnızlığın kollarında.
Sonbaharın yaprak dökümüyle
Canlanır hatıralar.
Yaralı kanatlarıyla
Çaresiz, kimsesiz,
Sessizce çırpınmaktalar.
Zaman ileri hızla yol alırken
Dünyası olmalı bir insanın,
kendisine ait masmavi bir gökyüzü olmalı.
Pespembe bulutları olmalı mesela,
bembeyaz güvercinleri olmalı.
Baktığında güneşi tam karşısında bulabilmeli.
Bir kutusu olmalı insanın
Ölümden önce öldürelim nefsi.
Baki hayat için yaşatalım nefesi!
Ölümden önce susturalım nefsi
Yaşamdan sonra konuşturdum nefesi!
Yıldızlar kararsa da geceden
Ay saklasa da yüzünü hüzünden
Sevda akıtsa da gözyaşlarını
İnceden inceden
Sebepsizdir sevmek hiç düşünmeden…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!