1978 yılında Erzurum'un Horasan ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Horasan'da tamamladı. Lise eğitimini İstanbul Necip Fazıl Kısakürek Lisesi'nde gördü.
4 yıllık fakülte olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nde 2 yıl okuduktan sonra; sınava girerek Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv ve Sinema Bölümü'nü kazandı ve 2003 yılı Haziran ayında buradan mezun oldu.
Gazetecilik mesleğine Zaman Gazetesi'nde başladı. Burada 1.5 yıl çalıştıktan sonra Erzurum'da yerel günlük olarak çıkan Ufuk 2000 Gazetesi'ne geçti. Bu gazetede Yazı İşleri Müdürlüğü, köşe yazarlığı, muhabirlik ile kültür sanat sayfası, mizah ve teknoloji sayfalarının editörlüğünü yürüttü.
Bu gazetede 3 yıl çalıştıktan sonra şuan Erzurum'da haftalık olarak çıkan Palandöken Gazetesi’nde köşe yazarlığı ve muhabirlik yapıyor.
2000 yılında Aydın Doğan Vakfı tarafından düzenlenen ‘Genç İletişimciler Yarışması’nda belgesel dalında ‘Albayrak Gazetesi’nin gölgesinde Milli Mücadele’ adlı belgeselle Jüri teşvik ödülü aldı.
2001 yılında Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti (DAGC) tarafından düzenlenen ‘Yılın Başarılı Gazeteciler’ yarışmasında, yerel dalda yılın en iyi fotoğraf ödülünü aldı.
Yine 2002 yılında Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti (DAGC) tarafından düzenlenen ‘Yılın Başarılı Gazeteciler’ yarışmasında, yerel dalda yılın en iyi fotoğraf dalında mansiyon ödülünü aldı.
2003 yılında Aktif Yayınevinden 'Bahçıvan ve Gül' isimli bir kitabı yayımlandı.
2003 yılında 'Çocuktum' ilk kişisel fotoğraf sergimi açtı.
2004 yılında “Çocuktum 2” ikinci kişisel fotoğraf sergisi
Emrullah BAYRAK/ Erzurum...
Eserleri
2003 yılında Aktif Yayınevinden 'Bahçıvan ve Gül' isimli bir kitabı yayımlandı.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!