1978 yılında Erzurum'un Horasan ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Horasan'da tamamladı. Lise eğitimini İstanbul Necip Fazıl Kısakürek Lisesi'nde gördü.
4 yıllık fakülte olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nde 2 yıl okuduktan sonra; sınava girerek Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv ve Sinema Bölümü'nü kazandı ve 2003 yılı Haziran ayında buradan mezun oldu.
Gazetecilik mesleğine Zaman Gazetesi'nde başladı. Burada 1.5 yıl çalıştıktan sonra Erzurum'da yerel günlük olarak çıkan ...
Benim için bir hikâye bul;
Başlangıcı acılarla dolu sonu mutlu biten
Baharın taze ikliminde yeşermemiş duyguları yaşıyorum
Hasretin çıldırtan dalgalarına zincirlemişin kendimi
Kilidin anahtarını kaybetmişim denizin sahilinde
Sağım solum yar
Ben senin; hasretin ateş olup sinemi kor gibi yakmasını sevdim
Ben senin; bakışlarındaki derinliği sevdim
Ben senin; sevdan verdiği ızdırabı sevdim
Ben senin; her güneşimin batışında yüreğime doğuşunu sevdim
Ben senin; sevda denizinde beni yüzdürmeni sevdim
Ben senin; çölde kuruyan dudaklarıma yağmur gibi düşmeni sevdim
hani sevmek vardı, terketmek yerine
hani umut vardı, güneşin gülen yüzü altında
hani bulutlar hep yağmur verirdi bize
hani hiçbir kar tanesi, üşütmezdi bedeni
hani deryalar içinde zerrenin bir ehemmiyeti yoktu
hani yüreğinize hançer yeseniz de sevmeniz gerekirdi
hep zamansız geldin...
sen geldiğinde;
ben, kırık dökük yanlarımı topluyordum
sen geldiğinde;
ben gidiyordum
Hangi kara iklim girdi aramıza,
Hangi kar tanesinin saflığı aldattı seni,
Hangi ayrılık rüzgarına teslim ettin kendini,
Hangi manasız sözlerin esaretine düştün,
Hangi dayanaksız şarkının rüyalarına daldın,
Hangi demir parmaklıklar yüreğinin sevgisini
Varlığımdan ziyade darlığım var şu dünyada
Sevdamın yeşermesi için güneşli yüreklere ihtiyacım var
Ölümün nefesini ensemde hissettiğim vakitler
Senin hasretine ihtiyacım var
Ben senin çayına şeker olmuşum
Karıştırıldıkça durmadan eriyorum
Kelebeklerin kor ateşte döndüğü gibi dönüyorum
Bunalım denizinde sabrın küreğini çekiyorum
Benliklerin esaretinde şafak sayıyorum
Çığlıklarımın yankılanacağı boşluk arıyorum
Gökyüzü hergün yeryüzüne kapanıyor
Hayatın ritmi bana gelmiyor
Gökyüzü alabildiğine kurşun rengine bürünmüş
Yüreğim patlarcasına seni hayal ediyor
Sisli bulutlu günlerin ardından güneşin doğuşunu seyrediyorum
Ardında seni görürüm ümidiyle Kâf Dağı’nı aşmaya çalışıyorum
Bin bir türlü engelle karşılaşsam da
Gönlüm senden usanmıyor
Bilir misin yanan yüreğimi?
Bilir misin ateşlenen bedenimi?
Yürüyorum bir meçhule
Bilinmezlerin ışığında çıkış arıyorum
Yönüm ya karanlık;
Ya da ben karanlık görüyorum
Günlerim aydınlığa çıkar mı,
Yollarım vuslata uğrar mı,
Senin bittiğin yerde kokun siner mi,
Sokak başlarını tutmuş beni mi bekliyorsun? ..
Güneşin doğmasına ramak kala
Karanlıkları örtün üstüme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!