Bursa’dan İstanbul’a her yolculuğumda azaldı çocukluğum,
Tam güç başlamıştım savaşa, her yolculuk açtı bir yara,
Otobüs beklerken yitirdim çocukluğumu,
Acılar olgunlaştırdı beni, uzaklaştırdı çocukluktan,
Her yolculuğumu tanımadığım yüzlerle paylaştım.
Aynı yoldu geçtiğim üstünden, gördüklerim farklı,
Nasıl yaşanan her şey geçmişi hatırlatıyorsa,
Nasıl ki bakılan her resim seni çağrıştırıyorsa,
İşte öylesine.
Yaşadığım her şeyi tekrar tekrar yazdım,
Çizdiğin her resmi tekrar tekrar çizdim yüreğime,
Yirmi birinci yüzyılın herhangi bir gününde,
Güneş batalı olmuyordu 2 saatten fazla,
Aklım sevdiğimdeydi,
Haber aldım, bana dedi ki;
“Çok sıkı sarıl bana,
Bir daha hiç bırakmayacakmış gibi,
Vücutlarımız tekmiş gibi,
Hava rüzgarlı, güneşsiz, soğuk,
Yüreğim, acılı, sensiz, sevgisiz
Her yer neden böyle bugünlerde?
Bana yine göründü yolu İstanbul’un,
Sen geldin aklıma birden,
Nedense?
Değemedim sana doya doya,
Solacaksın diye.
Bakamadım sana doya doya,
Nazar değer diye.
“Aşkım! ” diyemedim doya doya,
Aşkımın ömrü kısa diye.
Sanki, hiç mi acımayacak?
Sanki, hiç mi bitmeyecek?
Sanki, hiç mi sevmeyeceğiz tekrar?
Sanki, her gün üzülmeye devam mı edeceğiz?
Sanki, hiç mi geçmeyecek zaman?
Sanki, ölmeyecek miyiz biz de?
Beklenmedik anlarda yanımda olan,
Ve beni hep şımartan,
Yalnızlık nedir tattırmayan,
Üzüntülerimi azaltan,
Sevinçlerimi arttıran,
Duygularımı paylaşan
Yıllar geçer, tarih olur her şey,
Giden çoktan gitmiştir,
Kalan sadece sevgiler,
Ki insanlar bir şey kalmadı derler.
Yıllar geçer tarih olur her şey,
Gönlümden geçenler,
Sen yoksun..
Yalnızım, üşüyorum,
Ellerim hissizleşirken,
Yüreğim gibi,
Isıtacak bir yürek yok..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!