Sen bahçenin hangi çiçeğisin
Hangi yaprağı Razaki bağının
Yağmura yakalanmışım bir ikindi vakti
Batıma meyleden güneş karşında
Hayal meyal gün ortasında
Hangi rengisin gökkuşağının...
beni böyle kabul et, bil ki;
değişmem asla
bir fasıldan geçmem asla
başka bir fasla.
eritseler de dondursalar da
zararına razı olurum özde kalışın
ayrılmalarda yıpranma
özlemelerde hüzün
kalıcı sanma
gözler uzağa
közler yangınlara muhtaç
dereyi geçtiysem köprüden değil
suyundan içtiysem çeşmeden değil
gayrı uzun çöpü çekmeden değil
aşık maşukunu bulacak bir gün.
vakıf olamadan aşkın sırrına
günlere güzel başlama ümitlerimiz
gri ankara tonlarına esir düşmüş
sadece biz mi ümidi tutsanmış olan
meşhur yokuşlarda süleyman beyinden tut
necdet abimiz de aynı tonların esaretinde
içerimize sıkıştırılmış duyguları
Galata yokuşunda bir akşam elele
Islak saçlarına aldırmadan
İstiklal’e yürüyen umarsızca
İçiçe geçmişler tenden öte
Gözleri birbirinin aynası
Konuştuklarını duydum
Perdeler kapandı
Son sahne
Elinde pipetli bir çocuk
Derin derin çekiyor
Sanki içini
Salınmamalıydı bağcıkları
işte kalem işte kağıt
şiirimi yaz ver bana
ya aşkıma yak bir ağıt
ya hoş kafiye der bana
hemen ver de kararını
Kar gelecek diyorlar,
Mevsimin beklentisi,
Yürürken usul usul,
En sevdiğin tınılar
Kulaklığında..
leylak esintileri, doğudan ve batıdan
dört bir tarafı sarmış güzelliğin erleri
gönüllere geç kalmış girmemiş diğerleri
diğerleri nasipsiz manada kırıntıdan
leylak esintileri, doğudan ve batıdan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!