Küçük bir çocukken de ağlardım.
Böyle denizler gibi,
Bir avuç suda boğulmaktan korkardım.
Üşürdüm poyrazında karanın,
Limansız, barınaksız…
Ben çocukken de ağlardım.
Alıp başımı gitmek isterim
Çok geç olmadan,
Yaşım yirmi altı henüz.
Ardımda ıslıklar,
Başımda akbaba sürüleri.
Bir gemiye binip gitmek,
Geceler uzun,
Geceler haylaz.
Ve karanlık
İnadına siyaha,
Dipsiz bir kuyu,
Masmavi bir okyanus,
Zamanın bir parçası olsak seninle,
Eksilsek ama hiç tükenmesek.
Küçük küçük damlalar olsak,
Birleşip nehirler, okyanuslar olsak.
Durmasak, hep aksak.
Bir elde elma şekeri, diğerinde sakız olsak.
Adı kahır bunun
Hayıflanma boşuna.
Üzerimde bir avuç pislik,
Nereden bulaştığını bilmediğim.
Adı yalnızlık bunun,
Bir çocuk ağladı karanlıkta önce,
Sonra gölgeler sustu, hiç konuşmadı.
Bir çocuk ağladı karanlıkta,
Meleklerin terk edilmiş kanatlarında.
Dört köşe zaptedilmişti tenhalarda.
Bir çocuk ağladı karanlıkta,
Nasıl da hürdüm senin yanında.
Saçlarını okşamak için hürdüm.
Ellerini tutup, gözlerinin içine bakarken,
Seni seviyorum demek için hürdüm.
Kim engel olabilirdi bana?
Zamandan başka
Ben seni maviler içinde sevdim.
Yağmurlu bir Salı günüydü.
Islak saçlarını, ürkek bakışlarını gözlerindeki…
Küçücük yüreğini ve çekingen sözlerini.
Ben seni üşümüş ayaklarınla sevdim.
Pabuçlarındaki yağmur suları gibi,
Ah o düşünce yok mu?
O yakamdan düşmeyen düşünce.
Bir bilsen nasıl da kemiriyor içimi,
Benliğimi.
Ya bir de gerçeği!
Bir başkasının gerçeği,
İçimdeki çocuğa söyleyin,
Duyup görenler!
Sussun,
Artık bir daha ağlamasın.
Gideceği yer varsa eğer,
Bana küçük bir not bıraksın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!