Bir yıldız kaydı yine gökyüzünden
VE ben bilinmeyen adresimdeki
Kayıp köşemde yalnızlığıma ağladım
Yitiktim, ıssız ve karanlık geceyi
Uğurlayan bir ben değildim belki
Belki de gecenin karanlığında
Yumdum gözlerimi
ama karanlık değil
Aydınlığa yürüyorum sanki
Kafam az biraz iyi
Bir yudum daha alıyorum
Elimdeki bira şişesinden
Adam boyu yükseliyordu dalgalar
Gelen fırtınanın habercisiydi
Yağmur toplayan bulutlar
Fırtına kopacaktı kopmasına da
Görmeyecektim nasıl olsa
Bana ne şimdi dünya yörüngesinden oynasa
Arnavut kaldırımlı
Boş sokakta volta atmaktaydım
Bu sokaktan çıkarmıyordu
Beni ayaklarım
Deli akıyordu kanım
Hani dünya yıkılsa
Küçücüktü
10 yaşındaydı henüz
Çocuktu daha
Bilmezdi törenin ne olduğunu
Ellerinde oyuncaklar
Olması lazımdı
Uçurumun kenarındayım
Ve taşımıyor
Beni ayaklarım
Bedenim değil ağır gelen
Ruhumun yorgunluğu
Dayanamıyor artık
Ne kervanlar geçti
Bu tozlu yollardan
Kimi zaman
Susuz kaldılar çölde
Kimi zaman
Hanım oldular köşkte
O ıssız sokağa
Şimdi döndü genç adam
Gözleri yaşlıydı
Ama erkekti ağlayamazdı
Belli edemezdi
Süzülen göz yaşlarını
Bulanıktı gökyüzü
Yaklaşmaktaydı gece
Ay göründü hafiften önce
Sonra koca şehir
Karanlığa gömüldü öylece
Kimisi için başlıyordu eğlence
Güneşin ilk ışıkları vurdu
Bir bahar sabahı gözlerime
Dünya bambaşka göründü
O an inanıverdim
Doğanın yalandan gülüşüne
Çiçekler dönmeye başlamıştı filize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!