Kim bilir kaç kişi aşktan muzdarip;
Benden evlâ kaç kişi?
Devası kalplerde saklı ve garip
Yalnızlığın gölgesinde, bir gönül işi.
Aşığın hali pek yaman,
Yalnızlığın feryadını kazıdım duvarlara;
Dönüp dönüp baktım ardıma,
Gözlerimde birer damla yaş birikti,
Anladım ki gitme vakti geldi.
Hayallerime sen koydun son noktayı;
Gurbet treninde giderken,
Hasret tünelinden sapınca,
Raylar çıkarken yerinden,
Salıyorum kendimi, tutunacağıma safça.
Her bahar gelip geçerken,
Saçlarında karalar seçilmez oldu,
Gözlerinde yaşlar durulmaz oldu.
Yüzünden keder silinmez artık
Ama kabre kefensiz girilmez.
Yari geri döndüremez,
Beyaz duvak giydiremez artık.
Tavuk kümesine kaz koyulsun.
Tellere tel eklensin de,
Kazların yanına koyun dolsun.
Tavuklar altta kalmış ağam,
Senin için rahat olsun!
Çekeceğimiz elinden,
Son nefes gibi derinden!
Aşk için kadere boyun eğmek,
Beklemek demek sabretmek demek.
Yarından murad değildir sevmek.
Odur ki ölümü bile sineye çekmek.
Gözden ırak olan gönülden ırak olur mu;
Hasret düçar oldu, vuslat bana vurur mu?
Kanayan yaram dağlanmadan, kan akar durur mu?
Mecnun ki döner dolaşır, gün gelir de Leyla'yı bulur mu?
Bayramlarda çocuklar gibi sevinen çocuksu yüreğim,
O bayram karalarla bezeli cenaze otosu gibiydi.
Sokaklar kasvetli, şekerler acı, sade, naneliydi,
Çocukların üzerindeki cıvıl cıvıl renkler,
Vıcık vıcık çamur içindeydi sanki.
Her başlangıç bir bitiştir,
Sonu var dünyada.
Ayrılık kati kaidedir,
Bırak ölümün yakasını.
Üşüyorum farkettin mi?
Nankörlükle hüküm saydık,
Açgözlülüğe doymadan.
Günahımıza günah ekledik,
Bir vakit dahi durmadan.
Fıtrata neşter vurduk,
Yaradana sormadan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!