Bu dünya böyle Aganto
kök salmışsın,
boylanmışsın.
Göğ ne ki demişsin: 'deler geçerim'
meğer aklını delip geçenmişsin.
Sönüp yiterken o gün
İHANETİN KORU SÖNDÜ
SIRA ŞİMDİ KÖZDE
RUHUMUZA ÜFLENDİ
AZİZ MİLLETİMİN DİRİLİŞİ İÇİN
O GÜN YAKIN
O GÜN GELECEK
Hazırı nazır penceresinde açılan yerin,
sevgime yağdırdığın taşlarla dolu.
Bekle ki gelsin umuduyla doğan günüm,
akşamın tenime sinmiş isinde ölü.
Her şey bir bir gidecek benden
Kanımsadım bunu
Her şey herkes gidecek
Gidenlerin ardından mavi bir çocuk doğar
Kalemle çizilen, acılarla biçim bulan
O güçlü kadına da yakışırdı böylesi bir doğum
Sarmaşıklar sarmalar bahçeyi
bahçede bekleyen gülün gözü
gece ve gündüzün ardında belirir
Özler elbet güneşte gülü
ay kıskanır kırmızıyı
Solar elbet o gülde bir gün
I.
Tepelikler çağırıyor
ay ışığının o nurlu aydınlığına;
simsiyah saçları,
bir metre boyuyla,
kavruk teniyle yaslandığı Megiddo kayalığında
Olduk ya bizlerde birer köle
kimimiz paranın
kimimiz makamın
kalabalıklar içerisinde en koyu rengiyle yalnızlığın
taçlandık ya şöhretle!..
Sen bakınca usul usul,
nazlı nazlı yürekten,
göğ ışıldar geceyi bohçalayıp
ve bağrından fışkırırcasına yeşillik;
kuşatır toprağını öpen dudağını,
boylu boyunca sarıp sarmalar.
En çok sonbaharda ağlar, yapraklar
Gizlenmek için her rengi seçerler
ya da renklere bulandırıp yok eder tabiat…
Rüzgâr, tabiatı şerrin askeri midir?
Kuruyan tüm yaprakları alıp gittiğinde;
sokaklar daha mı güzel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!