Aslında şairlik değil benim ki naçizene düşüncelerimi yazıya dökmek bazen düz yazı bazen dörtlükler şeklinde oluyor bu. Üstatlar varken bizlere şair denilmesi aslında onurlu bir duygu. Burada olmaktan çok memnunum
Ne gözlerine dalıp gidebildim dakikalarca, nede ürkek dudaklarından bir “SENİ SEVİYORUM” sözcüğünü duyabildim. Bütün ömrümce duyduğum tüm güzel sözleri, dinlediğim en güzel şarkıları, işittiğim en içli kuş ötüşlerini, iki dudağının arasından çıkacak, iki sözcüğe değişirdim, inan bana!
Biz seninle, ne bir nisan günü bir parkın köşesinde; ne ter kokan bir sınıfın, gıcırdayan sıralarında ve nede bir akşam üstü, hafif çiseleyen bir yağmurun altında yan yana olamadık.
Aynı mahallede değildi evlerimiz. Ben hiç, akşamları evinizin önünden geçip, pencereye çıkmanı bekleyemedim. Sen, var olmayan bir evin, açılmayan penceresinin, asla aralayamadığın perdesinden baktın bana yıllar yılı.
Ben saatlerimi harcadım bu hayali evin önünde. Kaç gece sabahladım bilemezsin. Ne yağmurlar yedim iliklerime kadar, ne fırtınalar yıkmaya çalıştı ruhumu, ne yıldırımlar indi yüreğimin ta derinlerine.
Ve her gece sırılsıklam uzandım yatağıma.
Gece, ansızın tıklamak istedim kapını. “Kim acaba? ” diye gizemli duygulara boğmak istedim seni. Ve sen kapıyı açtığında bir kapı daha görecektin bende. Hırsla açmaya başlayacaktın bir biri arkasına sıralanmış gizem kapılarını. Sonra çıldıracaktın, sonra haykıracaktın; “NERDESİN? ! ” diye. Ve kırıp dökecektin her şeyi. Ne ayna koyacaktın evde, nede üstüne, adımı yazacağın buğulu bir cam. Sonra yıkılacaktı duvarlar, göçecekti ruhunun yıkılmaz sandığın binası. Ne kapılar kalacaktı ruhunda, nede açılmamış bir perde. Harabeyi andıracaktın bir an. Ardından ağlamaya başlayacaktın, hem de hıçkıra hıçkıra. Sonra aşkım bir “el” olacaktı, uzanıp silecekti gözyaşlarını. Sonra koyacaktın başını dizlerime, sonra aşkım yine bir “el” olacaktı, saçlarında gezinen.
Saçlarım darmadağın yüzümde keder
İçimde tarifi imkansız garip hüzünler
hep mutsuzmu olacak karşılıksız sevenler
Nerelerdesin bir tanem gel artık yeter
Aklım başımdan gitti kalmadı düşünce
Bu gün bir şehit karısı gördüm
Göğsünde albayrak işte milletim
Vatanım,milletim,toprağım anam
Buram buram anadolu, buram buram islam
Konuş dediler, şöyle körük gibi nefesini topladı
Gidiyorum artık hayırsız, yadellere
Seni çaresizce bırakıp ellere
Gidiyorum artık kayırsız, uzun yola
Birbirimizi sevemeden doya doya
İşte zalım feleğin istediği oldu
Özlüyorum seni delicesine
Aşkınla harap olup ölürcesine
Dünümü, bugünümü, yarınımı sana verircesine
Seviyorum gülüm seni delicesine
Sanmaki sana olan aşkım bir gün bitecek
Gittin
Gittin biliyorum
Arkana bakmadan çekip gittin
Bir harebeye
Bir vurgun yerine çevirip gittin
Ellerini tutup veda etmeden
Usulca sokulup seni öpmeden
Gözlerime bakıp GİTME demeden
Yarın bu şehirden ayrılıyorum
Sessiz sedasız ayrılıyorum
Seninle yaşarken sensiz kalmışım
Maziye dalarken hüzne dalmışım
Sevginle yaşamış senle dolmuşum
Yalnızım bu gece yalnızım yalnız
Her yanında senden jatıralar var
BULUNMAZ
yalnız kaldım şu alemde
yürekten seven bulunmaz
omuzunda ağlayacam
bir sırdaşım dost bulunmaz
GÜN GELECEK BEN DE SENİN GİBİ
GÜLÜP EĞLENİP COŞACAĞIM
GÜN GELİP BEYAZLAR GİYİP ESKİSİ GİBİ
MUTLU GÜNLERİMİ YAKALAYACAĞIM
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!