Kurtlar sofrasında kavga bir şartmış.
Safımıza dostlarla sırt sırta durduk.
Ne bilirdik ki düşman mert oğlu mertmiş
Namert dosta sırtımızdan vurulduk
Paylaşılan nimetin kutsal hatrına...
Yine bir gece vakti
Açtım gözlerimi.
Gece; her gece gibi,
Gizli, sisli, karanlık.
Soğuk şehrin en masum, en hisli saatleri.
Bir şarkı yaz, içli olsun
Ağladım de, sızladım de
Dök sahte gözyaşlarını
Öldüm, bittim, eridim de
Lügatten bak üç beş deyim
Riyanı edeple süsle
Beyhûde figân etme, Mekân-ı İnzivâ'dan,
Otur dost sofrasına, derdin ise yalnızlık.
Yok, eğer ki dertliysen tilkiler sofrasından;
Mekân-ı İnzivâ'da dertdaşındır yalnızlık.
Riyakârın mirası habis yara da;
Ses etmem, vicdanıma ihtiramım var.
Faydadan doğma dostu koy bi yana da;
Düşmanımın merdine ihtiramım var.
Fantastik hayaller kuran,
Dünyayı rengârenk gören,
Afili şiirler yazan,
1 çocuktum bir zamanlar;
Birkaç hayat öncesi, bu zamanlar…
Arap harfin bilir, okumaz Kur'an,
Kimsin diye sor, der: Ben semi-ül âlim.
Üç satır Osmanlıca okumamışken,
Üç söz söyler, ikisi fen ile bilim
Ey Osmanlı hattını ayetten sanan;
Sana neylesin mantık, ne versin ilim?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!