böyle bırakıp gitti ki sesin
haksızlığından utandı yanlızlığım
haksız olasım geldi biran
böyle bırakıp gitti ki sesin
bir parça umut koparmıştım saçından
ömrüme kattım sen gitmişken çoktan
mavi koltukları olan geceden düşmüştük
yokuş sabaha koşuyorduk ardımızda yanlızlık
aşka karışmıştı hüznrengi saçların
oysa yüzünde bir tebessüm kadar da uzaklaşmıştık
köz ve kibrit gibi yasaktı dudaklarımız
ama aşka karışmıştı hüznrengi saçların
yüzün değdi yüzüme
hiç tanımıyormuş gibi yaptın
bakmak istedin önce
belki bir saniyeliğine
başka yere bakmak istermiş gibi yaptın farkettim...
önce üşümek gibi oldu herşey
aklım istanbulda bi yerde
sevdaya tutuldum ben benden bihaber
yüzüne sürüldüm sonra
gözlerine bırakıldım
saçına takıldı ömrüm
biraz kimsesizim bu aralar
biraz parmaklarım üşüyor bu güneşte
biraz sarhoşum
kapılar baktım kırık
yanlızlık tümden
sen gittiğinde
Suzan'dı adı
Günbatımında naif bir çiçek gibi
Penceresinde aşk kokardı yine o saatlerde
Yine o saatlerde ölürdüm ben de
Birazdan gülecek yok olacak bütün bir dünya
Saçları büyük bir rüzgar olacak sokağın ortasında
qoserde kan vardı
adam bir tutam direniş sıkmış avucunda
haykırmalar bağırışlar dökülür ağzından
qoserde kan vardı
kadın kocaman bir ihtilal taşır fistanında
hatırlıyorum
üzüldük sevindik beraberce
atıştık bazan hırçınca
ama seviştik
adın kelime-i şehadet gibi aklımdaydı hep
bu aralar özlüyorum seni
bu aralar güneş kavuruyor beyaz tenini
bu aralar maden işçileri ölüyor
ortadoğuda savaşlar olacak besbelli
bu aralar çocuklar öldürülüyor
ve kadınlar maalesef
güldün gülümdün
aşka dair neyim varsa sendin
gönlümün güneşiydi küçük bir gülüşün
geç kalmış baharlarda ve akdenize dökülen sularda
ağzından alıyordum gün ışığını
gözlerine hapsolduğumda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!