Nekadar içsem de sarhoş etmeyen içkim
ve zamansız, amansız anlarda biten sigaram gibisin
ben sana herzaman aşık
sen benim herzaman hasretimsin
elimi tutman gerekse varsın
elini tutmam gerekse yoksun
Sen gidersen;
martılar da gider bu şehirden.
Bir boşluk kalır mavide asılı.
Deniz de dökülür,
ve tuzludur göz yaşı.
Bitkilerin yeşilini göremem.
ben seni torağımda sevdim,
tozlu anadolu yollarına vurdum kendimi,
iç anadolunun bozkırıydın,
çatlamış dudakların yağmur olup yağmama neden olan,
ben seni bütün memleketimde gördüm,
kuzey ırağın feryadıydı sesin,
adam gibi gitmeliydin adam
sokağımdaki renkleri silmişsin
sen ki yalnızlığı kapıma koyan
ulan bir ses bile bırakmaz mı insan
ya bu köşe başındaki haydutlar
ya güneşi söndürmene ne demeli
ahh..! şu ümitsizliği bir kırabilsem
belinin ortasından
belki birdaha çıkamaz karşıma
bukadar cesurca
belki birdaha köşe bucak saklanmam
korkularımdan
şu gördüğün morca dağların ressamı benim
uçan kuşu göğe asan
ve şu bulutlara sular yükleyip
yıldırım eşliğinde kusturan
yine benim
senin sevdansa bu başımda çöreklenen
Ah be kadın..
Sen gireli kalbime,
Ekildiğinden beri tohumların,
Saçlarıma ak düştü.
Ak çıkar oldu sakallarım.
Bilemem, bende mi hile,
ahh..! şu ümitsizliği bir kırabilsem
belinin ortasından
belki birdaha çıkamaz karşıma
bukadar cesurca
belki birdaha köşe bucak saklanmam
korkularımdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!