kolay değildir yaratmak bir aşkı
tutsak edilmişse içinde
deli cesaretin
kolay değildir yaşamak bir aşkı
çocuklaşamayacak kadar
olgunlaşmışsa gözlerin
Açıldı kalbimin kapıları,
ardına kadar.
Dur!
Girme hemen,
bir akşamüstü gel;
süpürsün saçların karanlığımı...
sebebsiz değil bu suskunluğum
her gözlerinin kıyısına vurduğumda
saçların gölge oluyor başka güzelliklere
bir gözlerin kalıyor
aydınlık
hayat dolu
kabus gibi yağar bombalar gecenin üstüne
açılır uykulu gözler kanlı gözler kapanır
yorgun bir feryat dolaşır tek isteği çare
o feryat bilmez ki tek çare bir sonraki bombadır...
bir babanın suskunluğu duyulur ötelerden
kelimeleri boşuna yormayalım sevgili
aşk,
üç harf kadar kısa,
iki kelime kadar uzun...
ben bir filistinli çocuğum
ismimi sormayın sakın
unuttum
kaç oyuncak eskittim mahalle arasında
kaç arkadaşımı sobeledim
her aşk bir ölümün habercisidir
ayrılık kapıya geldiği vakit
anlarsınız nasıl bir duygudur
kendini yaşıyor sanmak
biri daha çok severse ötekinden
beyinleri yıkanmış insanlar demek yanlış olur artık onlar için
çünkü insan bildiğim yarini bekleyeni dul, bebeleri yetim bırakmaz
kirli emelleri için...
evladını kaybeden bir ananın gözyaşlarını
bir babanın yıkılmışlığını görmek istemez
kendisi de bir anne babaya sahip olduğu için...
kolay sandım
dünü maziye
ölüyü mezara gömmek kadar
seni kalbime gömmeyi
dün mazinin karanlığında kaldı
Düğüne giden Mehmet’im,
Yüreğim var, içine koca bir vatan aşkı sığan…
Toprağım var, akan her damla kan için ağlayan…
Bayrağım var, şehidimden miras kalan…
Ve geçmişten gelen bir şiir var,
Tebrikler Emrah kardeşim. Şehitlerimiz için ne söylense ne yazılsa değer. Kutlarım