**Emperyalizme Uşaklık(M)

Aliseydi Taşdemir
64

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

**Emperyalizme Uşaklık(M)

TC'nin Ortadoğu, dış politika ve dünyaya bakış siyasetini irdelemede yarar var.Ekonomik ve politik olarak ileri kapitalist dünya ülkeleriyle ilişkileri ve buna bağlı olarak yerli burjuvaziyi oluşturma çabaları Batı dünyasının bir parçası olmak için yeterlimidir.Yoksa bu çabalar sadece onların isteği doğrultusunda gelişen ve onlar izin vermedikçe bir türlü illeri gidemeyen yerinde sayarken illeri gittiğini sanma hareketimidir.

Kuşkusuz bence durumumuz sonuncusuna daha yakın ve yerinde sayma hareketiyle örtüşüyor.Bununla birlikte gelişen kapitalist ilişkiler ise milli bir sermaye yerine uydu bir sermaye olmaktan öteye gidememektedir.

Orta doğu ülkeleri bağımsız gibi görünseler de özde sömürgeci batıyla olan ekonomik ve siyasi bağlarından dolayı tam bağımsız oldukları söylenemez.Hele hele ekonomik olarak batılı kapitalistlerin tamamen denetimindedirler.

Türkiye açısından da batı ile ilişkilerde ve yakınlaşmada Kürt sorunu da Ermeni sorununda olduğu gibi bir faktör olarak Türkiye’nin önüne çıkmaktadır.Bu bağlamda TC kendinin gelişmesine ve modernleşmesine ayak bağı olarak Kürtleri görmektedir. Gelişmesine engel olan diğer bir etmen olarak Ermeni sorununu görmektedir. Kendi iç sorununu uluslararası arenaya taşındığı içinde bocalamakta ve çözümsüzlüğü çözüm olarak görmektedir.İç siyasetini bu temelde yürüttüğü için ırkçı şoven bir konuma düşmektedir.

Kendi halkını yanlış bilgilendirerek hedef saptırmakta ve kendisinin batılı emperyalistlerle işbirliği yokmuş imajını yaratmaktadır.Emperyalistlerin ve özellikle ABD’nin PKK’ya yardım ettiğini,kuzey ırakta oluşmaya başlayan Kürt devletini desteklediğini ileri sürerken kedine batmış olan kıyığı gizleme çabasındadır.Bırakın üsleri vs yi ABD’den izin almadan operasyon dahi yapamaz konumdadır.Diğer yandan Lübnan vb. ülkelere gönderdiği askerlerle emperyalizmle içli dışlı konumdadır.

TC öyle bir sarmaldadır ki bir taraftan Ortadoğu ile olan yakınlık diğer taraftan emperyalistler ile olan sıkı bağlar.Bu ikircikli durum ve ülkedeki yabancı sermaye yönetenleri aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık sarmalından dolayı yönetime talip olanları hangi tarafın politikası ağır basıyorsa onlara hizmete götürmektedir. Onun için yönetime gelenler ABD emperyalizminin politikaları ağır bastığı için,ister istemez onun kuklası konumuna düşmektedir.Ülkedeki Kürt sorunu da bu ilişkilerden bağımsız düşünülemez.TC yılardır Türkçülük asimilasyonu ile ve geri bıraktırdığı,üvey evlat muamelesi yaptığı Kürtleri ve Kürt sorununu gayri meşru çocuğu olarak görmemeli çünkü bu kendisinin sorunları çözmeyerek bugüne getirdiği bir sorundur.

Bu bölgenin asli unsurlarından olan Kürtler tarih boyunca baskı ve zulme maruz kalmışlardır.1920’lerde Irak’a hakim olan İngilizler Kürtler üzerinde kimyasal ve yeni geliştirdikleri silahları denemekten geri kalmamışlardır.Bu denemelerde ve katliamlarda Türkiye’nin seyirci kaldığı söylenemez.Örneğin Kürtleri çok sevdiğini söyleyen Fransa Şeyh Sait isyanında Türk ordusuna büyük yardımlarda bulunmuştur.Diğer taraftan Türkiye 1926’da imzaladığı bir antlaşmayla Musul ve Kerkük’ü İngilizlere bırakırken Kürt sorununu da Emperyalizmin Müşfik ellerine bırakıyordu..!

Bu arada batı orta doğu ve Arap ülkelerinde bağımsızlık arayışlarının önünü kesmek ve engellemek, sözde bağımsızlık vererek kedine bağımlı despotik feodal yönetimler oluşturdu. Bu yönetimler batılı emperyalistlerin birer kuklası konumundan bir türlü kurtulamadılar.Burayı denetimleri altında tutabilmek içinde güvenilir bir jandarmaya ihtiyaçları vardı.1948’de bütün Arap ülkelerinin tepkisine rağmen kurdukları İsrail ile bir nebze bu sorunu gidermeye çalıştılar. Fakat yeterli olmadı.Rusya’nın da önünü kesmek amacıyla ve İsrail’in yanında Türkiye’yi de ikinci bir jandarma olarak Nato’ya aldılar.Unutmayalım ki İsrail devletini ilk tanıyanların arsında Türkiye gelmektedir.

TC’nin emperyalizme olan bu bağımlılığı ve ABD hayranlığı ülkede gelişen en ufak demokratik hareketleri dahi kan ve zulümle bastırmasına neden oldu. ABD’ye ve emperyalizme karşı gelmek Moskof hayranı olmak demekti.En ağır bir şekilde bastırılması gerekiyordu. Elbette bu baskı ve zulümden Türk halkı gibi Kürtlerde nasibini fazlasıyla alıyordu.Günümüzde ise dış politikasını TC Kürt sorununa endeksli olarak belirlemektedir. Bu belirlemede komşumuz olan ABD’nin onayı mutlaka alınmaktadır.Bu onay emperyalizmin karakteri gereği halkların ırkçılık temelinde bir birine düşürülmesi politikasıyla perçinlenmektedir.

Kürt sorunu etrafında odaklaşarak dönen Türk dış politikası bu çemberi kırmadan ve Anadolu halkları kardeşliği ekseninde emperyalizmden bağımsız olarak şekillenmeden sorunun savaş ve göz yaşıyla çözüleceğini sanmıyorum.
Bu sınır ötesi operasyonlarla çözülebilecek bir sorun değildir.TC ekonomik ve siyasi olarak emperyalizmden kopmadığı sürece kapitalizmin sonucu olan kan,göz yaşı,yoksulluk ve açlık sona ermeyecektir.

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ…
KAHROLSUN EMPERYALİZM

24 Ekim 2007

Aliseydi Taşdemir
Kayıt Tarihi : 31.10.2007 17:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Aliseydi Taşdemir