Üç karış toprağa değdi mi bilmem,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi.
Mezarına korlar yağdı mı bilmem,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi.
Dilin lal değildi hep susup durdun,
Alnın ter görmedi ne kafa yordun,
Kader vuranlara birde sen vurdun,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi...
Sokmuş bir ihtiras zulmü beynine,
Savrulduk gurbete vebal boynuna,
Bir kefenle girdin toprak koynuna,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi...
Kaşını her zaman çattın oturdun,
Sevgimi, saygımı çoktan bitirdin,
Hesabı mahşere kadar götürdün,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi...
Kararttın yalanda, madem yüzünü,
Doyursun bir avuç toprak gözünü,
Düşman kardeş edip oğlun, kızını,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi.
Herkes kadar sende kendine ettin,
Küçük meseleyi böyle büyüttün,
Giderken elleri sen de boş gittin,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi.
Doğruyu söylemez olman bir yana,
Anlatsam, çok kişi inanmaz buna,
Defnettik, rahmetler diledik sana,
Bıraktın dünyada herşeyi Emmi.
Kayıt Tarihi : 18.11.2020 17:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Özcan İşler](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/11/18/emmi-37.jpg)
Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin. Fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım.” der. “Yoksa bütün hakkını kaybedersin.” Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez.Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takâti.
Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Başladığı noktaya iyice yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz...
Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler. Reis; Pahom’un mezarının başında durur şöyle der: “Bir insana işte bu kadar toprak yeter!”
''Mütemadiyen biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar kıyafet, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev… Gözlerimiz midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük…
Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını.
Biriktirdikçe hayata olan bağlarını artırır. Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yitip gider aklından…
Tüketmeye de çok meraklıdır insan. Biriktirdiği paranın, eşyanın, malın mülkün yanında zamanı tüketir, sözleri tüketir… Benlik biriktirirken, benliğini tüketir…
Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar fakiriz aslında hepimiz. İhtiraslarımız, bitip tükenmeyen arzularımız için, az bir toprağa ihtiyaç var sadece.''
TÜM YORUMLAR (1)