EMİRİN UÇAK SEYAHATI
[email protected]
Sene: 2011,İstanbul’a tatile gittik. Her çocuk da olduğu gibi Emir’de de bir merak vardı. Her şeyi bilmek ve öğrenmek istiyordu. Gitmediği hiç bir yer kalmadı. Çok yaramazdı. Bu kadar da merak olmaz dedirttirenlerdendi. İstanbul her gitmesin de muhakkak ki ailesiyle giderdi. Kaç tane müze varsa onları gezdi. Emir sekiz yaşındaydı. Ailenin tek oğluydu.
Fakat her yolculuğu uçakla olurdu. Uçağa büyük merakı vardı. Bir gün uçakta yerinde duramayan çocuk yine yaramazlığı tutmuştu, hosteslerin peşinde dolanarak onlar gibi olmayı hayal ediyordu. Bir keresinde hostes ablalarına pilot kabinini gösterdi, “Buraya da girebilirmiyim “ dedi. Oraya da hostes ablası aldı. Küçücük yerde bir sürü gösterge vardı. Şaşırmıştı birden. Bir de bulutlar vardı, elini uzatsa tutacak gibi. Bir müddet bakındı sağına soluna, merakı daha da arttı. Hostes ablası arkasında onu izliyordu. Küçük parmağıyla işaret etti, pilot amcasını yarım simit şeklinde kumanda aletini. “Bununla mı sürüyor uçağı? ” Hostes ablası gülümsedi hafice başını salladı.
Meraklı Emir pilot kabinin de bir şey daha dikkatini çekmişti. Küçümen kabinde çok düğmelerin olması ona meraklandırmış, “Bunlar ne işe yarıyor acaba” demiş “pilotlarda bunlar olmayınca uçağı kullanamayız.” Demiştiler.
Pilotlar Emir’in merakını gidermek için kulaklığı bile kulaklarına takıp hadi birazda sen sür bakalım demişti. “Gel sende pilot ol.” Dedi pilot amcası. Emir,” Yok ben yapamam ben daha küçüğüm siz kullanın “ diyerekten pilot kabininden çıktı.
Ama bu Emir işte, bu seferde hosteslere kafayı takıyor. Durma bir soru soruyor. Hosteslere de Emir’e her şeyi anlatıyorlar. “Hosteslik güzel bir meslek sende büyüyünce hostes olursun” dediler.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,