"Dur..."
Bazen şiir budur.
Bu dağlarda
Yarıldı en acı hayat
Titredi en merhametsiz hakaret
Bağrıştı her boydan sarhoş.
Bu dağlarda edildi feryad figan
Dokunuyor ruhuma
Ağlamamak, ağlayamamak
Ağlamaktan utanç duymak
Kursağım yutkanmama karşı çıkıyor
Sarkıtıyor kollarını boynuma ahtapotmuşçasına
Ne kada ittimse daha fazla çekiyor derine, kendine,
Ak güvercin uçuşuyor şehrin doruğunda,
Dev dalgaların meltemli nefesi arkasında,
İlelebet istikamet üzere huşûda,
N'olursa olsun yüzyıllardır şaşmadan yolunda,
Sanki cennetten gelmiş nur akıta akıta...
Ağzı yüzü yanmış Keşanlı Hasan
Suratına perçem çekilmiş buzdan
Gelinlik içinde fettan gelin
Mümtaz'ı çağırıyor savaştan
Cepheye bomba düştü taarruzdan
Keşke dile getirebilsem
Pencerene ilişen serçeyi
Hafife alma,
Aklında kalanlar yeter
Bir an bin yıla bedel
Konuşsa,
Yalana batırılmış hayat
Siyaha çalınmış beyaz
Kararmış karartılmış tuval
Derler ki "paletteymiş teminat"
Karamsarlıktan kaçmak kolay mı?
Yanıldıkça hırpalanmak
Umuda bağlanan yaşamdan
Dehşet doğuran vahşet ordusu
Durmadan gece gündüz savaşta:
Katledilen yüzlerce rüya
Her gözümü lacivert parıltıya yumduğumda
Sanata benzer kıvrım köşeli hat kaşın
Hayretle bekler yengeç kıskacında;
Sade gülücüğe bedel, nazlı kaprisin
Uyanma vaktin kıyıya yanaştığında
Mürekkep kalemin ucundan dökülen mısrayım
Yazmaya, kızmana, korktuğum titrek dize
Kurumak üzere mis koku demet lale
Nağmelerimle yanağında süzülmeye hazırım
Kış bastırınca körelen nadir soykırım
Sızı, katlanıp bürülen burkuymuş meğer
Onca yıldız kayarken; silüetindi iz bırakan
Yine solgun duman; sinenden üstüme kalan
İlham geldikçe kabaran ifadem şarkısı
Sevgili Mentolya, nutkumda yaslı tören var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!