Emirganda Gece Şiiri - Nurettin Özdemir

Nurettin Özdemir
83

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Emirganda Gece

Bir tılsımlı rûya içinde Boğaz,
Dalların ucuna birikmede haz

Mehtap dökülmeden sulara pul pul
Bir baştan bir başa cânım İstanbul

Dağılmış serpilmiş yamaçlarında
Bir sırrı bölüştük dal uçlarında

Sevda yaprak yaprak avuçlarında
Gezindik bu tenha yollar boyunca

Dinledik suların billûr sesini,
Mermer heykellerin ürpermesini

Duyduk ruhumuzun enginliğinde,
Bu sedef gecenin sahibi nerde?
Böyle birdenbire başlar içimde

Bir şanlı bestenin son uğultusu;
Asırlık çeşmenin kurnasında su

Ağlar geçmiş günün mûsikisiyle;
Kalplerin içinde kalan sesiyle

Söyler bu esrarın ilk hecesini
Gecenin çözülmez bilmecesini

Çözer damla damla ve yudum yudum
Bu sesle tarihi tekrar okudum

Gördüm asırların maverasını;
Ve eski günlerin hâtırasını

Nefes nefes içim çınarlarından
Tura'larla süslü duvarlarından

Mazi nakış nakış bize gülmede;
Bir sahil feneri yanıp sönmede.

Düşmede yollara gölgelerimiz.
Bu hulya içinde erir gibiyiz.

Nurettin Özdemir
Kayıt Tarihi : 11.5.2001 15:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra

    Şair ağabeyimi kutlarım.Güzellik nefaset mana ahenk
    edep hepsi yerinde sayılır,Diyeceğim o ki ne varsa gene eskilerde var.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Binboğa
    Mehmet Binboğa

    Böylesine şiire hakim,sözcükleri dizginlemeyi başaran,bir Acem seccadesini andıran betimlemeleriyle has şiirin gizemli ,buğulu dehlizlerinde gezinen bir şairi bu kadar geç de olsa tanımakla bahtiyar oldum.Ses ,ahenk,armoni,her şey yerli yerinde.Eric Maria Rilke'nin büyüleyici tasvirleri,Yahya Kemal'in sesiyle bütünleşmiş,eksik olan bir Münir Nurettin bestesi.Var ol şair,nicedir böyle usta işi şiir okumamıştık.Kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay

    istanbul mu şair doğurur,yoksa şair midir istanbul'u doğuran bilemem ama,istanbul'u ben doğurdum:)))

    (hay allah, yine soru sordum) :)))

    aha
    taksim'de göbek bağım var
    boğazda ekmegim
    cem cem sultanım
    yedikule'de boğuldum...

    ebem ya da katilim oldu
    karanlık
    atıldım sokaklara
    yaz ortası soğudum...

    beşik beşik
    yığıldı zaman üstüme
    galata'da hazerfan oldum
    üskudar'da martı
    vuruldum..

    anneeeeeeeeeeeeeeeeee!!!!!!!.........

    kutlayarak sairi...herkese saygılarımla..





    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba

    ŞİİR …değişik evrenlerin iç seslerini çok iyi duyar…ve insan bilmeden elleriyle duyabileceğini hisseder…çünkü ellerindeki her şey değişik evrenlerin şairliğine kendiliğinden uzanır…bazen bir ilham şeklin de…bazen de kalbinizin manevi gücü ile…oysa şairler…Tanrı tarafından bütün bu hazlara sahip kılınmışken…şiir nasıl nankörleşebilir..bir başka üslup…kazınır şah damarlarınıza…ve ne kadar yazıktır o şaire…o yüzden gerçek şairler kendi tarz ve hatta duruşları ile yaşarlar şiirlerin de…o şiirin altındaki isim sizin olmalıdır…iyi bir şairin uğrayabileceği yegane haksızlık diye düşünürüm…(bir başka kalemle benzeşmeye) …neden mi…sadece adınız kalacaktır..tarihin şiir odalarında..şairin tek derdi…şiirlerinin altında ki…yalnız adamın imzasıdır..ne isim kaygısıyla ne de avamlıktan kurtulmak değildir derdi…o yalnız ruhun… yalnız isminin kim olduğunun… bilinmesini ister…öyleyse..bir şairden bunu aldığınız vakit..bütün şiirlerini öldürürsünüz..belki bilmeden…çoğu kez bile bile…öyleyse kaleminizdeki eski ruhların sizi terk etmesine izin vermezseniz..bu sizin başınıza da gelecektir..er veya geç…
    Peki…hiç düşündünüz mü…şiir yalnız kalsaydı…ve kusursuzluk kaderi olsaydı…ortaya nasıl bir resim çıkardı…veya şiir eskiden olduğu gibi..yine inanır mıydı kendisine…yoksa siz…onu ilk görüşte tanır mıydınız…adı ile seslenir miydiniz…şiir (zaten) yalnızlığın sesidir ara ara…terk edilmişliğin…ve kusurlu olmanın iç hesaplaşmasıdır…bunu o böyle bilirken neden süslenmek derdinde doğası..nedir savunması ve muhakemesi ne ile ölçülür şiirsizliğin…ne derseniz..ne isterseniz..şiir kusurlu insan iç dünyasının onarıldığı yegane şiirin tam orta noktasına isabet eden …şiirin ruh odasıdır..ve şair onu her yerde tanır..ilhamını öyle bir kuşanır ki…o vakit ölüm kol gezerse de…dokunamadan çekip gidi verir…hal böyle iken…övgü ve methiye amaçlı yazılmış şiirler…şiirin alt kimliği ile ilişkili olduğuna inanırım..ve bu sebeple bu tarzın okuyucusu çok farklıdır…ve şiir anlayışı kendilerine özgüdür..biz şirin övgüyle işi olmadığına inanırız..çünkü yeryüzündeki güzelliklerin her vakit nasıl katledildiğini seyrederken …övgüler inandırıcı olmuyor..şiirin ruhuna aykırıdır..şiir mücadeleyi sever…ve övgüyü kolay kolay kabul etmez…kalbimizde o tarzın adı şiir değildir..farklı bir uzanımdır..şiire..veya şiir olma kaygısıdır demekteyim..çünkü gözümüzde şiir doğum olayıdır..acılıdır..zordur..ve güzellik orda gizlidir..şairlik güzel olmayan ne varsa …onu fark etmektir..çirkinliğin asılsızlık olduğunu bilir ve inanırız..öyleyse deriz..güzellik şiirin zaten terk ettiği bir şehirdir..ve insanın anarşist duruşuna gerçek bir silahtır…onu kullananlar hep amatör bir elin mermilerini namluya vermektedir..hedefimiz …sonsuzluktan öte adaletin yeryüzüne yeniden inmesidir..sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Www Elif Com
    Www Elif Com

    Çok nezih şiir..hatta o kadar nezih ki tüm dünyevi zevklerden elimi ayağımı çekip saat yönünde durmadan dönerek arşı görmeye niyet ettim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (20)

Nurettin Özdemir