Artık sen mi beni kandırdın?
Yoksa ben mi inandım?
Sen mi yalan söyledin?
Yoksa,benim mi doğrum değildi söylediğin?
Vicdanın ölürken ruhunu bıçaklamışta senin,
Tüm nur'un akıp gitmiş o suratından.
Belli bir standardı olan insanlara imreniyorum,
Belli bir yaşam tarzı olanlarada,
Oysaki ben,bir sene önce ki ben değilim.
Çok fazla dönüm noktası var yaşantımın
Avuçlarıma heykellerini diktim tükettiklerimin.
Hepsinin boyunlarına rengarenk çaputlar bağladım,
Ben tırnaklarımı yemem aslında,
Ellerinden arta kalanı kemiriyorum hala ellerimden.
Ben kafayı henüz yemedim aslında,
Senden geriye kalanı kemiriyor aklımdan,benden arta kalan.
Bir kitap ayracısın sen,
Belki Musa'nın asası,
Balığın uçamayacağını biliyor olması,
gökyüzünü görmesine engel değil.
Ümidini yitirirse denize sırtını döner balık.
Komik ölüyorlar demiştim hani hatırla,
yanılmışım.
Eğlenmeden önce olmaz dedi kadın,
Ve ekledi;
İki şişe şaraptan sonra kimse bakire değildir artık.
Ya biz beceremiyoruz dilek tutmasını
Ya da yıldızlar,bize çekimser biraz.
Biraz dişi,biraz asi,feminist biraz.
Ha deyince açmıyor öyle bacak arasını.
Biraz can demliyorum candanlığımda,
Misafirim yok,bir sahibim yok
Ben kayıp oldum hep.
Annenin,koşuştururken kırdığın vazosu oldum.
Senin için anlamsız,
Annen için unutulacak.
Ve yeri mutlaka doldurulacak
Babadan kalma kol saati midir
Kimin elini tutsak bizim zannediyoruz.
Sadece avuçlarımız terliyor oysaki,fazladan gülüyoruz.
Ekstradan kalbimiz çarpıyor,gereksiz yere konuşuyoruz.
Nereden başlasak anlatmaya hep aynı son.
Ne zaman tamam desek içimiz hep eksik
Cüzdanımızı kontrol eder gibi yokluyoruz ruhumuzu,tedirginiz.
Gözlerimi açtım ve
Bir elf oturuyor üzerimde.
Bağdaş kurmuş
Burnu iğne
Kızıl bir sicim ile
Ellerini göğsüme dikiyor.
Her şey vardı yüzünde.
İnsanlar,
İnanışlar,
Şüpheler
Ve tanrı.
Bir din vardı yüzünde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!