...........................Çobanyıldızı Necmiye Sarpkaya'ya
Emir Ayşe iki çocuklu,yirmibeşine yeni basmış
Kocasını Çanakkale'de yitirmiş
Bir şehit karısıdır.
Yoksul Ayşe kimsesiz ve sahipsiz,
İki çocuğuyla zor ömürler içinde,
Kıt kanaat geçinmeye çalışır.
'Yunanlı İzmir'e çıktı! '
Bu haber dağı,taşı aşmış,
Ayşe'ye bile ulaşmıştır.
Ayşe irkilir...
'Yunanlı Aydın'da! '
Ayşe etinden kopar gibidir,
Geceler boyu uyku girmez gözüne;
İki çocuk,yoksulluk,kimsesizlik...
Ayşe'nin elleri nasır,
Kimseye dert açacak vakti yok...
Gene elinde orak,gene üç dönümlük tarlada
Kan ter içinde hem çalışır,hem düşünür.
'Yunanlı köye doğru geliyorrrr! '
İşte bu son haberki,Ayşe'ye
'Emir Ayşelik'bağışlamıştır.
Bırakmış iki çocuğunu uzaktan bir akrabasına,
Orağı atmış bir yana,sırtlamış mavzerini,
Tırmanmış Ege'nin dağlarına...
Nereden bulmuştu bu yoksul köylü kadın mavzeri?
İşte orası tuhaf bir hikâyedir
Ve bilinmeye değerdir;
Ayşe tarlada,susuz,katıksız orak biçerken
Saklana saklana,eğile büküle bir adam
Kaçmaktadır başakların içinden.
Ve adamın elinde kız gibi mavzer.
Ayşe öylesine fırlar ki,keser adamın yolunu:
'-Ülen,memleket elden gidiyor,Yunanlı aha şurda!
Bu nasıl arlanmazlık utanmaz mısın? '
Orağı hiddetle kaldırır Ayşe,
Çıt çıkarsın adam isterse,
Adam öylece dona kalır,
Ayşe çeker alır mavzeri elinden,
Bütün şiddetiyle bağırır:
'-Bu silah sana yakışmıyor,defol! '
Adamda bet beniz uçuk,
Yüzüne bile bakmadan Ayşe'nin
Kıyıdan uzaklaşır.
Ayşe dağlara işte bu mavzerle çıkmıştır.
Yörük Ali kuvvetlerine katılır Ayşe.
Kimi ona'Emir Ayşe',kimisi 'Çete Ayşe'der artık.
Düşmana verilen her baskında,
Her çarpışmada Yunanlıyla
Emir Ayşe'de vardır.
Ege yöresinde öyle sevilir,öyle sevilir ki;
Yirmilerde doğan çocuklara 'Emir Ayşe'adı verilir.
Denizli,Aydın,Tavas,Nazilli,
Acıpayam,Sultanhisar,Söke,Ödemiş,...
Emir Ayşe'lerden geçilmez olur...
****
Aylar kovalamaktadır birbirini,
O cephe senin,bu cephe benim.
Derken,şaşılası,yürek burkan bir gerçekle buluşur Ayşe;
Bir gün,Dalama'da beraberken Yörük Ali'yle
Bir zeybek yaklaşır usul usul...
Der ki,Emir Ayşe'ye:
'-Seni tüfeğinden tanıdım Ayşe Efe,
Ben o tüfeğin sahibiyim.
Ekin tarlasında o gün bana
Çıkışırken hem utandım,hemüzüldüm,
Derdimi sana söyleyemedim.
O sırada,köyüme uğramam gerekiyordu
Çoluk çocuk meselem vardı,
Halletmem lazımdı.
Aslında, vatan elden gidiyorken
Benim derdimin esâmisi okunmazdı ama,ne yapalım...
sana bunları anlatamazdım.
Gene koşup,dağlara geldim,
Ben korkak değilim! ..'
Adamın sözleri kötü vurdu Ayşe'yi,utandı.
Tüfeğini geri verdi adamın.
Adam da yeni edindiği pahalı mavzerini
Hediye verdi Emir Eyşe'ye.
***
Emir Ayşe yıllarca dağda kalmıştır
Vurmuştur,vurulmuştur.
Ama savaş bittiğinde
Onu hatırlayan çıkmış mıdır,
Kendisine ufak bir madalya verilmiş midir,
Bilinmiyor...
İşte böyle...
Efe'yi efeler arayıp soruyor,
Birlikte seviniyor,birlikte ağlıyorlar.
Evet ya...Efeler bizden öte,
Bizden farklı yaşıyor.
27.01.2005
Bu kahramanımızın hikâyesini Bu gün(27 Ocak2005) YENİÇAĞ gazetesinde
Gürbüz Azak ağabeyimizin sayfasından etkilenerek yazdım.Kendisine minnettarız.
Emir Ay
Dursun ElmasKayıt Tarihi : 27.1.2005 13:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sürünüyoruz, Onların ruhu bizden gideli.
Necmiye'ler var Allah'tan, yıldızdır bunlar yıldız,
Ayşeler Necmiyeler varsa, biz de var sayılırız...
savaşı buldum,yeniden kahramanlarımızı hatırladım,şehitlerimizi gazilerimizi ve bu vatana emeği geçen,kanını canını seve seve veren insanları
hatırladım.Bu vatan öyle kolay kurtulmamıştır.Kaleminize,yüreğinize sağlık...
O insanlar nerede bizler nerelerdeyiz.Diye düşünmeden edemedim Allah hepsinden Razı olsun sizden de Razı olsun......Gönlünüze sağlık
Selam ve saygılar........Necmiye Sarpkaya
mananın altında eğildi belim, doğrandı yüreğim, nene hatunları hatırladım ve onca isimsiz kahramanları ...babaannemi hatırladım...
ve şimdi bizim halimizi.......!!!!
ne diyebilirim ki...
onlara bir ' fatiha' okumaktan başka
eline diline yüreğine sağlık, bizi kendimize döndürdüğün için
TÜM YORUMLAR (5)