Gözlerim kaldı, yürüdüğümüz yollarda,
Gönlüm kaldı, seni ilk gördüğüm anda,
Beklerim seni, yine ölüm yatağında,
Gözüm açık gitmem, senin kollarında.
Vakit kısa, ben yorgun, yolun sonu yakın,
Âh! Ey güzel, varlığımdan dahi haberin yok,
Diyordum: ben aşka küstüm, bitâp düştüm,
Ansızın karşıma çıktın, yeniden sevdim yaşamayı,
Nasıl oldu anlayamadım, gönlümü saran sarmaşığı,
İnsan, nasıl bir daha göremeyeceğine âşık olur?
Aklımız takılmış durmuş anılara,
Gitmişiz, bir yarin peşine, sevdasına,
Varımızı yoğumuzu adamışız vatana,
İçeriz ecel şerbetinden, kana kana.
Güneş doğar ufukta, yaralarımız kanar,
Gazi, Mitralyozler üzerine koştu,
O koştu, koştukça erler coştu,
Atası gibi savaştı, nesli ona alkış çaldı.
Atası'nın onuru, neslinin gururu.
Türk'ün başbuğu, Enver'im şehit oldu.
Gamın aşkından daha vefâlı bunu anladım,
Gerçekten sarılamasamda rüyamda sarıldım, Gönlümün en gizli yerinde seni sakladım,
Sana yazdığım tek mektubu çoktan yaktım.
Kağıt yanar, yanar da acı çeker mi?
Yara kabuk tutar da anısı akıldan gider mi?
Âh! Ey güzel, adını lutfettin müteşekkirim,
Demiştim ya: bitap düştüm, yıkıldım, sefilim,
Türlü türlü yemişler verir sevda ağacı,
Bir yarin varmış ona ne güzel, bana ne acı.
Geleceğini ümit etmek başka, bilmek başka,
Benim yeminim var: bu kutsal sevdaya,
Kastın mı? Var: bu garip canıma,
Sen bekle de! ben yine beklerim yıllarca.
Bekledim de, sen bir türlü gelmedin,
Su gibi akıp gitti, o garip günler,
Ben, seni fark ettikten âhir,
Su gibi akıp gitti o seneler,
Aslında, zaten o güzellik zâhir.
Kahin'in işi olsa gerek, bu güzelliği farketmek,
Güler kahpeler, güler sözlerime,
Yürekleri atmamış, bir gün vatan diye,
Atsız Atam söylemiş, değerleri ne?
bunlar değişilir: bir sokak fahişesine.
O kahpeler söylenir de utanmaz,
Sana yazdım, başkasına söyledim,
Ağzım, dilim lâl oldu, söyleyemedim,
Affet! Seni hakkıyla sevemedim,
Geçen her günü ve geceyi, hâyâlin ile geçirdim.
Şu genç yaşımda, kırk yıl seni sevdim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!