Perdesi çekilmiş bir hüznün portresi bakarsın yollara emilya
Uzak bir kent ve uzak bir bulut dolaşır bakışların
Özlem gibi yağmur yağmaz,biraz suskun saatler bacalarda
Adın geçer,ölüleriyle sarhoşsun,tarçın kokulu
Ah o ülke,tarihime her gece ihanet işler
Güldün ve ağladın duvarlar hep beyaz kaldı sesinde
Duyulur çırpınışları pencerede ateşböceğinin emekçisin
Kanatları ihtilalsiz ve aşksız dökülüyor saçlarından
Omuzlarında yarım kalmış öpücük izleri vuruldular
Ah günahsız ve isteksiz doğan çocuklar
Bir eksiklik ve esriklik vardı emilya,yeryüzü yüreğinden
Bir elinde şarap bütün yoksulların yıkanmış gözleri
Bir elinde suskun sayfaları çoğalmış isyan
Seni sevdim bütün çiçekler gibi su kokardın
Türkülere ve tütüne kaçak giderken insan
Aşk nedir emilya,tren geçmez ki kapının sarmaşıklığından
Sevda nedir emilya,sınırsız denizlere türkü
Ya kavga…bir yıldız daha kavuşur gözlerine
Sarıl emilya,bu ülke ve dört duvar bizim
Bir yanı bahar ve hırçın katliamlar kalır geceye
Ayır saçlarını,sür gözlerini namluya emilya
Vur beni İzmir elin elimde olsun
Bir yeri daha kanar bu dağların payımdan
Bir çiçek daha düşer özgürlük aşkıma..
Kayıt Tarihi : 22.9.2004 19:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Duyulur çırpınışları pencerede ateşböceğinin emekçisin
TÜM YORUMLAR (1)