Onu herkes tanır ama bilmezdi. Zahit geldi, zahit gitti derlerdi de hakkında kimsenin bilgisi olmazdı. Zahit resmi dairelerin, evlerin ve özel iş yerlerinin tam bir gediklisiydi. Yıllarca altında eski bir mobilet ve üzerine yüklediği küçük ev eşyaları kurum senin bu daire benim gezer durur kendince satışlar yapardı.
Öyle ki mobiletle yakın ilçelere de gittiğinden oralarda onu görmek mümkündü. “Yetmez mi, artık yorulmadın mı? Biraz da dinlen cümleleri artık ona çok yabancı gelmiyor, bu cümle karsısında yalnızca gülümseyerek: Ben bu işi seviyorum. Bu işi yaparken dinleniyorum gibi beylik laflar ediyordu.
Bu mazlum haliyle zahit herkesin sevgisini kazanmış, herkesin dostu olmuştu. Kendince tırmalıyor, yaşamanın en çetin kavgasını veriyordu. Gardiyan emeklisi bir memurdu zahit. Emekliden aldığı toplu paranın üstüne bir de kredi çekip bir ev almıştı yıllar önce. Yavaş yavaş ödeyecekti planı buydu.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta