Ah kadın vah kadın!
Yürekten seven kadın,
Hava, su,ateş kadar…
Toprak gibi kutsal,
Gülden daha nazik olan insan!
Toplumu sınıflı,
İktisadi yaşam birliği;
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yaşama ayna tutmalıdır Şair..
Bilinçle,olanca gerçekliğiyle..
En başat sorunsallardan birdir Kadınlar...
Hele de bizim gibi feodal düzenden bir türlü çıkamayan ülkelerde.
Kadının bir meta oluşundan öte saygınlığı olmayan kültürlerde.
Kutluyorum Dost.
Şiirinizle bambaşka bir işlevi de üstlenmişsiniz.
Bu sorumlu çıkışınızdan dolayı kutluyorum Sizi.
Erdemle.
Söyleyecek söz bırakmamışsınız Mehmet kardeş...
Her türlü övgüye, sevgiye, saygıya layık olan kadınlarımız.
Canlarım, cananımız. Analarımız, kızlarımız...
Kutluyorum güzel şiiriniz için...
Kadir Tozlu
Kutluyorum usta kalemi yine beğeniyle okuduğum güzel bir şiir.
Emeci kadına dair senede bir gün geldğinde hekes kadın derler kadınların hakları der 8 mart geldiğinde beş yıldızlı otel salonlarında papatyalar toplanırlar bir kaç konuşmadan sonra gönüllerince eğlenirler.
Sorsan hayatların da 25 kuruş kazanmamamışlar
ömürleri boyu emekcileri sömüerek yaşamışlar asalaklar.
Ne anlasınlar Ardahanda ki orak bıçen kadının derdini ne anlasınlar Edirdene ki harman cıkaran kadının Trapzonda ki fındık toplayan kadının derdin
Eh kadınlar günü ya onlarda kadın işte eğlenirler gönüllerince.
Bir kara şunu bilmeklazım kadınlar günü yok Emekci kadılar günü var.
Törelere,cehalete,
Kör inançlara kurban edilen,
********************************
Kör olmayan tek inanç
O da KELÂMULLAH,
Bunun dışında kalan
her kadın şiire muhatap
kocaya köledir. Kadını
ana yapan tek kitap.
Gerisi LAF-I GÜZAF
Tebrikler selamlar..
Bedri Tahir Adaklı
Güzel şiiriniz vesilesi ile kadınlarımızın sekiz Mart Dünya Kadınlar Günü nü kutluyorum ve diyorum ki kadınlara bu kadar çektiren,onları üzen,layık oldukları değeri vermeyenler utansınlar. Bunda da en büyük vebal biz erkeklerin olduğuna inanıyorun. Bizleri dünyaya getiren analara = kadınlara selam olsun saygılarımla.
Kutlu olsun sekiz Mart’larınız
Dünya emkçi kadınlar Günü’nüz
Devrime giden şanlı yolunuz---EMEĞİN ONURUNU OMUZLARINDA TAŞIYAN KADINLARIMIZIN SEKİZ MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM KALEMİNİZEDE AYRICA TEŞEKÜR EDİYORUM ÜSTADIM SAYGILARIMLA
Konu gündeme taşımaya değer verdiği mesaj ise çok güzel. Kadına gerçek değerini İslam vermiştir cenneti ayakları altına sermiş, bize de kadınlar size Allah'in emanetidir ona göre muamele ediniz diye emretmiştir. Şimdi bu düşüncenin tersini iddia edenler muhakkak olacaktır. Bu anlatarak değil yaşanarak tespit edilecek bir doğrudur. Lütfen değerini bilelim anaların, bacıların. Kutlarım sn. Çobanoğlu.
Sayin Cobanoglu eserinizi,böyle anlamli günü bir siirle anmanizi kutluyorum,siiriniz her kelimesini sonuna kadar arkasindayim.Insanoglu her dogan kizdan sonra yatip kalkip dua etmesi gerektigini düsünüyorum,kadinin varligi her seyin varliginin temelidir,eger biz erkekler bunun farkina varip,ona göre hareket edebilsek(Tabiiki bu isimize gelmiyor,cünkü öyle ögretilmisiz,düzene uygun sekilde!),cok sey cok daha güzel olacagina inaniyorum.Esen kalin sevgi ve saygi ile Talat Özgen
Bu mesajımı sil
Başarılarınızın devamını diliyorum
Çok güzel anlattınız yüreğinize sağlık.Umarım kadın hakları bir gün tamamen verilir ve kadınlar hak etikleri yerlere gelirler
Bu şiir ile ilgili 30 tane yorum bulunmakta