mamafi
uzun yıllar geçti aradan
kaç bahar kaç yaz kaç hazan
bir seda geliyor kulaklarıma
uzaklardan sela olmalı
eski bir şarkıyı çalmada rüzgar
ayrılık olmalı
niye sıkıntı kapladı şehri bu sabah
neden martılar canhıraş dört bir yanda
deniz aygın baygın vuruyor kıyılara
kara bir yasa bürünmüş vapurlar
niçin matemde çatanalar mavnalar
yüzlerde bir endişe bir burukluk
yüzlerde kızgınlık hali
ne çare dostlar fani dünyanın kaderi
dert neydi meram neydi?
asrın cefakarı böyle mi ödüllendi
yanık bir ezan okunuyor döne dolaşa arapça
el açmış semaya yakarmada minareler
sabahlara dek bin ilahi okundu
son görevimizdi dediler
ağlarken nazlı bülbüller
söyleyemeyecek artık bağrında
şafak türküsünü atletler
bir nostalji olarak kalacak
belleklerde yakamozlu geceler
bir sembol oluşacak bir İstanbul türküsü
elveda, elvada galata köprüsü
heyhat
......
dikilipte ne mümkün seyretmek
nice insan sarrafları gibi
olan bitenleri üzerinden
lakin
anlayacağız günün birinde
yoktur tekerrür
tarih şaheserlerinde elveda
elveda galata köprüsü
Kayıt Tarihi : 30.7.2005 14:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)