Yeri yurdu kaybeder, çıkarsın dağlara,
Saatler sene olur, beklersin yollarda,
Matemle boğuşursun, kahır deryasında,
Sakın düşünmeden elveda deme bana.
Sabır taşına döner, büsbütün bedenin,
Resimlerimi tutamaz, titrer ellerin,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bu şiirin hikayesini dinlemek geldi içimden...Nadir şiirde düşünürüm bunu...Yüreğine saglık...
İlker ÜNLÜ
Şiirin gerek biçim gerekse içerik olarak güzel. Ayrıca demeden edemeyeceğim... Bu şiiri okuyunca aklıma ilk aşk şarkılarının gönlümdeki ustası Ümit Besen geldi. Şiirler tamamen bestelenmek için yazılmamalı görüşündeyim lakin tam bestelenmek için yazılmış bir şiir...
Bir düşün,bir daha düşün....
Ayrılıkla olmasın hiç işin
Kavuşmalı olsun her düşün
Şiirle ve dostça...
Gülgün Çako
Yeri yurdu kaybeder, çıkarsın dağlara,
Saatler sene olur, beklersin yollarda,
Matemle boğuşursun, kahır deryasında,
Sakın düşünmeden elveda deme bana.
sevgili fatihcim bu siirinin uzerinde biraz daha cakisman gerekiyor cunki kafiyeleri uyuyor bak alt bir ornek yazayim sakin yanlis anlama sadece benimm dusuncem iyi bir sair olmandir saygilarimla...
Yeri yurdu kaybedersin, dağlara çıkarsın
Sevdalar'dan usanip, o canindan bikarsin
mateminle boguşurken, çiralari yakarsin
Iyi düşün elvedanin, dönüşü çok zor olur..
bu sekilde yazman daha uygun olur....
Yeri yurdu kaybeder, çıkarsın dağlara,
Saatler sene olur, beklersin yollarda,
Matemle boğuşursun, kahır deryasında,
Sakın düşünmeden elveda deme bana.
Gel geri dön yuvana, yurdunun hilaline siginmaya
O kahriniza hala yürekler baris yüklü BIKKIN degil
Sabır taşına döner, büsbütün bedenin,
Resimlerimi tutamaz, titrer ellerin,
Gece gündüz ağlamaktan, kurur gözlerin,
Sakın düşünmeden elveda deme bana.
Ne elim titrer, ne gözüm kararir parlak isiklarimda
Gel geri dön yuvana, yurdunun hilaline siginmaya
Bu sabira hala yürekler direnis yüklü yorgun degil
Yaşadığın zaman, mutluluğu ararsın,
Güne kederle başlar, kederle yatarsın,
Gözün kimseyi görmez, beni sayıklarsın,
Sakın düşünmeden elveda deme bana.
Bir akli hastaya hitabetlik olsa da, onlar bile mutlu
Kim mutluluktan kacar kacisa bir umut yolu mu bu
Gel geri dön yuvana, yurdunun hilaline siginmaya
Bu tehditlere hala yürekler saygi yüklü solgun degil
Ayrılık ateştir, sarar tüm bedenini,
Duygular alev olup, yakar can evini,
Gözündeki yaş, söndüremez ateşini,
Sakın düşünmeden elveda deme bana...
Gözümün yasi nasil söndürebilirki akitanlarin yasini
gözüne göz disine dis diyenlerden bir huy o dedigin
Sen geri dön yuvana, yurdunun hilaline sigin ve anla
O ayriciliga hala yürekler engel yüklü umutsuz degil
dizelerinizdeki duygu akimina sigindirilan imajlarin bir yanit arayisi cigligina sessiz duramadim... zira cigliklar yüreklerde ciglik olarak da algilanir... karni ac birine masa verilmez sofra kur diye, ayrilik acilarina vah vah denilmez oksansin diye...
yürekler var iste bu vatan bagrinda, asya topraklarinda, o aciyla da yaninda hazir ve emek dolu kendinbilirlige yardima... bir köre her gün balik verilmez, ama onun kendinibilir yordam, yoklama gücüne olta verilir, ihtiyaci oldugu kadarini kendisi oltalar diye, muhtacliga sizlanirken muhtacliga odakli sigintilik bir care degil... bu duyarliklar asya...bu duyarliklar umut, kendi yaginla kendin kavrula uygarliklari asirlardan besili... ac kalmayi da bilir, toklugunda paylasmayi bilmeyi de ögretir... Asya birligi ve acisina daglardan kükremek bir aci yarasidir, evet, bununla gocunmak bir insanlik degil... söyleyen olurken dinleyen de olmayi ögreten asirlarin bagrinda bu tarihten bir olgunluk olmak asyadir, avrupa, amerika degil...
siirinizi kutluyorum, güzel duyarliklara bir vesile olusuyla da buna tesekkür ediyorum
sevgi ve saygilarimla
Sevgiliye seslenişin, kopmak, ayrılmak istememenin farklı ve güzel bir anlatımı.
Kutlarım Fatih.
Tebrikler şiire. Sevgilerimle
Kutlarım bu güzel dizeleri...Sevgilerimle
fatih çok güzel şiir kalemine saglık
Ayrılık ateştir, sarar tüm bedenini,
Duygular alev olup, yakar can evini,
Gözündeki yaş, söndüremez ateşini,
Sakın düşünmeden elveda deme bana...
Sevgili Fatih, Allah yolunu açık etsin. Bu duyguların sel olduğu şiirin için seni tebrik ederim. Allah hiç kimseye, hiçbir seven yüreğe elveda deme acısını yaşatmasın.
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta