Hatıram kalsın
Çocuk akşamlarımın hepsi senin olsun
Yeşile çalan baharlarım
Sarı renkli yazlarım
Çekip gideceğim ben çocukluğumdan
Bilyelerim
Kos helvalarım
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
dönme gittiğin yerden ..
hüzün de uğramasın oralara
aç kollarını çocukluğuna
saçlarını okşasın ninen
masallar anlatsın deden
ve inme sen ağaç tepelerinden
annen sarsın dizlerindeki yaraları
baban anlatsın erkek olmayı
yakın baharlar çağırıyorsa
sakın dönme dönme sen
sevgiyle kal daima,
Bu şiirinizi 'İçindeki Çocuk' adlı şiirimle yorumlamak istedim.
İçindeki çocuğu yaşa //
Doyasıya //
Kahkahaların bayram takı olsun yollara //
Hayallerin anka kuşunun kanatlarında bir uçurtma //
Sevgiler taşsın sihirli lambalarda //
İçindeki çocuğu yaşa //
Tüm saflığıyla //
Acılar naneli birer sakız olsun ağzında //
Çiğneyip de tadı içini burktuğunda //
Fırlat at bir kenara //
Mutluluğu bir barbie bebeğin cam gözlerinde sakla //
İçindeki çocuğu yaşa //
O seni bırakmadıkça //
Saygılarımla...
Yeni zamanlarda cocuk aksamları tekrar bulamamak neden.Belki de baharın en guzelini yasamak zamanı .Hayatın den hali degil olgun cocuk hali simdi...
yasanmislara sitem niye, dost. yasanmislarsa eger, ya yasanmamislari ne yapmali, ipe serip kurutmali mi... birde yasanacaklar var daha ki, nice cocuklar belki hic yasamayacak onlari...
Yok,sakın ha umutsuzluğa düşmeyin....İçinizde ki çocuk üzülür sonra...
şöyle bir nostaljik gezinti yaptırdın üstad!..
teşekkürler
yusuf sans
bir süredir. dönülmez akşamın ufkunda olduğunuz izlenimini veriyorsunuz üstadım. oysa ömrünüzün en genç zamanları bu zamanlar. buna beni inandırmıtınız. şimdi şiirlerede inandırmalısınız.
saygılar sunarım...
bir süredir. dönülmez akşamın ufkunda olduğunuz izlenimini veriyorsunuz üstadım. oysa ömrünüzün en genç zamanları bu zamanlar. buna beni inandırmıtınız. şimdi şiirlerede inandırmalısınız.
saygılar sunarım...
Oğuzkan hocam 500 şiirle hayatı anlatmışsınız iyi kötü her ne varsa ve sizi alkışlamaktan kendimi alıkoyamıyorum
saygı ve hörmetlerimle
Haklısınız dönülmez zamanlardayız ama hatırladıkca kos helvaları pamuk şekerleri yüreğimiz ısınıyor coşku kaplıyor her yanımızı.....öyleyse çekip gitmeyelim çocukluğumuzdan......güzel şiir için tebrikler.....
saygılar
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta