Hızla kayarken yıldız
Çentik attı karanlığa
Ve şavkı söndü…
Düşünde ağladı bir çocuk
Zamanın bir yerinde
Asılı kaldı tuttuğu dilek
Büyüdü hasret döşünde
Gülüşünde yaslar büyüttü
Uyuttu desteğini bilinmez kolda
Ayrılık tüttü gidilen yolda
Şafak oldu bin yıldızın yırtmacı
Azalmadı acı
Kayıt Tarihi : 8.12.2007 00:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hep kaçar gelirdim işyerine… Akşamları birlikte dönerdik eve. Karanlık sokaklarda minik adımlarımla, adımlarını takip edip ayak uydurmaya çalıştığım ama asla yetişemediğim, siyah önlük, beyaz yaka ve örgülü saçlarımla ilkokulun ilk gününde ellerini öpmeye gelip, kızlı para elli kuruşu hak ettiğim günleri özledim. Gazetelerin sevdiğin köşe yazılarını sesli okutur, ben okurken hatalarımı düzeltirdin. Her akşam tavla oynardık ve hep sen yenerdin. Sıkılırdım..Sıkıldığımı anlayınca bir iki el yenilir sonra yine mars ederdin. Ama sonraları ben seni yenmeye başladım, çünkü sen çok iyi öğrettin oyunun kuralını ve yenmeyi, çalışıp başarmayı. Bir gün yine annemden izinsiz kaçmıştım ya yanına, çalışıyordun meşguldün, karşıda duran at arabasını kestirip gözüme, ben bunu denemeliyim deyip almıştım dizginleri elime… Sonrası mı? Seferber olmuştu esnaf ve sen yetiştin imdadıma, hiçte kızmadın. Büyüdüm… El bebek gül bebek. Adımlarım yetişir oldu adımlarına. Demir para yerine kâğıt para kazanmayı öğrendim. O zaman okuduklarım işe yaradı, hala okuyorum, bak iyi kötü bir şeyler de karalıyorum. Ve en önemlisi hayatın bir tavla oyunu gibi olduğunu anladım. Ciddi bir takip ile nereye kapı alman gerektiğini bilmek, riske girip açık vermek, gerektiğinde açmak kapıları ve vurmak tehlikeli taşları.. Ve tabiî ki zarların kudreti, biraz da şans, zar tutmadan şansı zorlamak..Hala çınlıyor kulaklarımda o tatlı sesin; “pencü se, sevenler güzeli genç ise” ve bir tebessüm beliriyor yüzümde. Yolu bilmeden dizginlere dokunmamayı da öğrendim. Şimdi yolun doğruluğundan eminsem koşturuyorum atları dörtnala zamanda… Minnettarım sana. Evet, baba büyüttün, büyüdüm. Elveda dediğin gün büyüktüm. Yetişkin bir bedende, ağlayan o çocuğun ruhuydu oysa. Hıçkıra hıçkıra..doya doya. Seni kaybettiğim gün, yine nasıl küçüldüm? Nasıl küçüldüm?

Çok güzeldi yüreğinize sağlık
Saygılar usta kaleminize.
Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'
Karamanlı Âşık Çağlari
Zamanın bir yerinde
Asılı kaldı tuttuğu dilek
tebrik ediyorum mükemmel bir çalışma.
TÜM YORUMLAR (39)