Sadece sen ve ben kalıyorduk.
Ve 2 miz kaldığımız anda sen yine beni yalnızlığıma terk ediyordun.
Sanki yalnız kalmam için geliyordun, bunu yaptığında da tek kelime etmeden, arkana bile bakmadan, çekip gidiyordun.
Kaçıncı gitmendi hatırlamıyorum, çok direndim ve bu kez, asla yalnız kalmayacak hale geldim, bir sürü insanın özlediği aradığı uğradığı bir istasyondum artık.
Ve sen yine beni yalnızlığa itmek için döndüğünde, bu kez izin vermedim fakat yine sana kimseye açmadığım kadar yer açtım yüreğimde, yine çok çabuk benimsedim benimle olmanı, her zamanki gibi.
Yine de sen bu kez gittiğinde yalnız kalmayacaktım, ağzından beni mutluluktan öldürecek çok az söz çıkaran sen bu kez en öldürücü darbeyi vurdun,
çok ama çok uzun zamandır anmak bir yana, yakınından bile geçmediğin bir kelime seçtin bu darbe için…
Aşkım…
Bana aşkım dedin şaşırdım.
Ve ilk kez korktum bu sözcükten,
hâlbuki bunu duymak için ne çok beklemiş, kaç kez yalvarmıştım Allah a.
peki neden şaşırmış, neden korkmuştum duymak için can attığım bu sözden.
Çünkü zamansızdı.
Aşkın zamanı olmaz deme, biz sadece aşkı yaşamadık seninle.
Çünkü yersizdi.
Aşkın yeri olmaz deme, bizim içim bu istasyondan başka yer yok.
Çünkü ispatsız dı.
Aşkın ispatı olmaz da deme, komik gelecek biliyorum ama bana ispat etmen gereken bir aşk var ortada.
Yine şüphelere düştüm, yine sarsılmaya başladım.
Ve yine seninle yalnız kalma ihtimalleri dolaştı beynimde.
Tam yine inanacaktım ki yok oldun.
Evet, gitmek değildi bu yok oldun.
Olmak istedin.
Ama bu kez hazırdım, bekliyordum bunu.
İlk anda kapıldığım telaşa rağmen, toparlandım hemen, artık emin olduğum bir şey vardı.
Ben senin canın istediği anda uğrayıp, sonra hiç var olmamış gibi unutacağın, bir istasyon olmak istemiyordum.
Ya tamamen bende olacaktın, ya da ayak basmayacaktın artık.
Tamamen bende olma olasılığın öyle azdı ki, ikinci seçenek kaldı geriye.
Sen başka istasyonlarda saklanıp, gönül eğlendirirken bir karar verdim.
Bu istasyonu sana kapatıyorum.
Bu seni sevmeyeceğim anlamına gelmesin, her zamanki kadar seveceğim seni.
Ve senden çok kalbimde yarattığım, var ettiğim o mükemmel sevgiliyi.
Ama artık siyah ve beyaz kadar ayrıyız, birleşmeyiz bu kez.
Birleşirsek gri oluruz.
Soğuk ve bulanık bir gri.
Bu yüzden neredeysen orda kal, orda mutlu ol.
Sakın dönme geri.
Çünkü bu kez affetmeye yer yok hayatımda.
bu kez affedecek kadar aşağılık davranmayacağım,ve emin ol bir enkaz gibi terk edip gittiğin bu istasyon, bundan böyle asla yalnız kalmayacak.
Hep neşeli, hep gülümseyerek bakacak yolcularına ve bu kez ağlamayacak gidenlerin ardından.
Olabildiğince uzağa git,
ben tüm kırıkları toplar parçalanmış olmama rağmen ayağa kalkarım.
Adımı anmayı bırak, düşünme bile.
Bunu hakaret sayarım.
Benden sana bir anlık bir anı dahi kalmasın,
sil her şeyi, sil onca zamanı, sil adımı.
Yalanlarını, ihanetlerini, riyakârlıklarını al ve git.
Sakın dönme.
Sen dönüşü olmayan bir yola çıktın bu kez,
her defasında sen benden gitmiştin, sen beni terk etmiştin,
bu son seferde ilk ve son kez ben senden gidiyorum.
Seni yüreğime gömerek, öldü bilerek
Kayıt Tarihi : 16.12.2008 18:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevgi Sezer](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/12/16/elveda-3-2.jpg)
saygılar
TÜM YORUMLAR (1)