Elmayı Sevenler Derneğinin Adem’iyim

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Elmayı Sevenler Derneğinin Adem’iyim

-Elmayı sevip adem o kalıp adam oldum uğruna. Havanın Havva’sı kadar, etiklerine etek olan yarınları yazmaya geldim.
*Elmayı sevdim.Ki sen cennettin gülüydün.Aşk cennet demekti, oysa elma cennetten kovulmayı tümleyen bir imgeydi.Aşk, cennetti, yani sevmek, güzel tutkular demekti.Oysa cennetten kovulmak gerekti.
-Elmayı ilk ben ısırdım sensiz bir gecede. Cennetinden kovulmak, ayrılıkla, günahla, hüzünle, vicdanla tanışmaktı.
*Ki vicdanın insanın en yüce sesidir.Onu dinlemekti.Her damlanın sızında kendime gelmek demekti.
-Elmayı sevenler derneğinin Ademiyim,adam olmak için yasaklı meyveyi yedim.
-Nefsimle, hevesimle, hazlarımla, sensiz azlarımla, günaha tanışmış ilk benliğimle. Bir sevdayı kirletmeye, bir ayrılığa mazmun destanlar olmak için.
-Ya da algıların zehirlemek için kendimle kumar oynamaya gittim.
Hem de seni o kadar severken, hem aydın, bilinç kulemde poetik hasretler beslerken.
*Meğer ademlikten, adamlığa terfilikmiş. Ademler bir kez günah işler; ama adamlar çok …

Sızılarla sözlenmiş ıslanmışlığım kadimi oldum.Bütün yağmurlarda ıslandım; ama damlaların kadar kaderci değildi yağmurlar. Sen vicdanımdaki dev kazanı deldin, içsel bir yıkılmışlığa sundun.
-Yarınların yarlerinde zaaflarına derse öğreten çakırkeyfin ismi lazım olunayım.
Uçurum uçurum kendime imkansızlıklar kurdum.Kendime gelişin dev kazanlarında damlalarına ıslandım.

Bütün benliklerin öğütüldüğü gerçeğin değirmeninde mutlak olan düşlerle kendime geldim.
-Bir elmaydı aslımın tadını varan.Bir dersti elma. Bu yüzden elma günah gibi dünyanın her yerinde yetişti.
-Bütün iklimlerin meyvesiydi elma. Bütün insanlar bir iklime teslimdi.Elma içimizdeki günaha davet ısırılmasıydı.
*Bir elmaydı aldığımız dersin son algı atlası.Kıpkırmızı dudakların gibiydi beni senden koparan kırmızı elma.
*Her şey kırmızıydı, her şey kırmızıyı tümlüyordu.Hazın alev rengindeydi gerçek.
-Bir değirmeni vardı içimizdeki çocuğun öğütemediği, eğitemediği her yerde, her yarde, her serde, her belada.
*Gizli bir haritamız vardı nefsin başkent olduğu doyumlarda.
Çıkarlarımızın atlasında renk renk amaçlarımız vardı, başkasının yamacın gitmek için.
-Her şey cennetten kalmaydı. Özümüzden kopuşun filmiyle sonu kendimize benzeyen hataların rolündeydik.Üstelik herkes kendine çok güzel artisti.Herkes kendini sevmişti.
*Fiziken, ruhen onca eksiğimiz vardı; ama kendimizi sevmeye, kendimizle barışık yaşamaya alıştık.
*Hevesler, nefis, çıkarlar konusunda aynı zekaya sahiptik.

Şimdi ab-aşk suyunu içen içsel bebeğim elmayı ısırsa da ne fayda.
-Ah ettiklerin ünlemlere bile sığmadı. Elma ile Selma arasında kaç kaldım.
-Adem olsaydım sadece elmayı yerdim; ama dedim ya ben ademlikten adamlığa geçtim ya hem elmayı hem Selma’yı yedim.
-İnsanlığın ders çıkarması gerektiği bu içsel kulvarda elmayı sevenler derneğinin başkanı olmam olağan değildi Kumruzen
Şimdi sür meramlarını sırlarımı bilen azizliğime.
Nemli gözlerini temizle elma yarağıyla.Bir insan kokusuyum.Kul olan, bazen aciz olan, bazen yasaklı elmayı yiyerek sınava tabi kalan.Kendinle kalmayı öğrenen bilinç azmiyim.
Tükenmiş zamanın tütünü olmaktan çıktım.İçtim bütün dertlerimi. Ayrılık sağlığa zararlıydı tütün gibi, gözümde tutuşum gibi.
Şimdi bekleyişin sol bekiyim.Elma kadar yakın bir mevsime gittim.
Senüstü yarınlara pusulasız, hesapsız rotalar çizdim.
Bir elmanın çürümüş kokusundan ayıkladım hüznü.Ademliğimin eskimez elbisesini giydim.Havva gözlerine baktım. Aşka çağıran bakışlarındaydı istendik cenneti görmeler.
-Bekledim açılsın cennetin kapıları, ilk hurim olarak salına salına devr-i aşkıma gelişin bekledim, bilesin Kumruzen

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 3.12.2012 23:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan