Elma Parçacıklı Hıyanet Tarifi

Uyandım karanlığından hiç utanmayan o vakitlerde
Gecelerimiz iyi, iyi gecelerimiz…
Kalktım yüzüme kan çarptım avuç avuç
Seni aradım yokluğunda, belki bir tutam kalmışsındır diye...
Hiç yoktun, hiç olmamıştın belki de tam hatırlamıyorum
Tam anımsamıyorum içimden kaldırılan cenazenin sahibini de
Fakat bu da bir vatandaşlık görevidir dedim
Gözlerimi ovuşturdum cinayetle, kendimi polise ihbar ettim
Bir kere ölmüşsündür çünkü artık, ne çare cana izinsiz değenler…

En büyük korkum yazacak ve paylaşacak tek satırımın kalmadığı o günü yaşamak. O gün intihar, daha da sevimli bir kelime olabilir benim için…

Bardak kırılır içindeki suya, sürahi boynunu büker
Geldiği nehri özler su, akar gider zeminde
Komşu kapılarında tuz sorarsın sen yaralarına sürmek için
Bir kere kanamışsındır çünkü artık, ete batmıştır dağılıp düşenler…
Hep belden aşağıya vuruyor hayat, olsun ama
Gecelerimiz iyi, iyi gecelerimiz…
Dağın bile başka dağlara kavuşmayı başardığı bir özlemde
İnsan insana uzaktan bakıyor, ne yapsın
Emin olamıyor ki kimse şu sıralar, kendi insanlığından
Biz ise sevmişiz, mühim bir uğraşa girişmişiz malum
“Gelin ulan alayınız, gelmeyenin şüphe ederim kanından.” diyorum da
Kımıldayan yok hiç, o daima kahpelik kustukları sığınaklardan…
Seni de mi bünyesine kattı bu adi düzen ah sevgilim
Hayır mı, iyi de sen neden onların tarafında oluyorsun
Onlar hainliği meslek edinmişler, ne vaat etti seni acıya yandaş edenler
Senin için çok fena, gördüm gezindim evet oradan biliyorum
Düşmanlığı bırak, bu vücudu sen de mesken edindin
İçtiğin can suyuma, soluduğun nefesime ihanet mi ediyorsun!

-Bendeki bulutlanma bir türlü suskunluğunu bozmazken, sen hangi şehirde yağmurların altına yattın acaba?
-Sen gibi sevdiğim olmadı hiç…

Dile kolay tabii, sana kalsa aşkı sadece sen temsil ediyorsun
Eline sağlık, ne güzel pişiriyorsun mercimeği aman işte kurabiyeyi fırında
Duyguya acıkmış herkesi doyuruyorsun ne güzel, vay be helal olsun
Ne mi yapmalısın şimdi o kalple
Sen aşkı bana değil, Yusuf'un gömleğine sor
Kays'ın gezindiği o devasa çöllerden öğren ne haldedir âşık
Elma denilince mi çıktı Havva saklandığı kuytudan yoksa
Aslı’nı aramaktan caymayan Kerem’e sor
Ben pek anlamam, doğduğum çağ ziyadesiyle ruhsuz
İçinde öznesi olduğum zaman, epey bir onursuz…
Tüm bunların yanıtı bende değil, tarihte mimlenmiş sevdalılara sor
Manayı bulursan eğer, varlığın geçmişine soğur!

Bir sabah bir uyanacaksın, her yanın şiir içinde
Gecelerimiz diyeceksin iyi değildi aslında
Fahişeydi, namussuzdu, kimin olduğu belirsizdi; belki lanet edeceksin
Sezen’in de şarkısında dediği gibi hatırandan öpüyorum seni
Yokluğuna sarılmayı, sensizliği kolundan tutup çekmeyi isterdim
Olmayışınla günümü gün, günümü zehir ederdim!
Fakat senin eline sağlık, can acıtmak konusunda oldukça hünerlisin
Yaz mevsiminin kanıtı misali takvimlere yazılan bu temmuzda
Ne de sıcak tutuyorsun başkasının ellerini, eline sağlık!