bildikleriniz, bildiğinizi sandıklarınız; anlık
bir kez daha başlamıştım böyle, siz anlamadıkça
başlarım da daha.
cümle devirip metaforlardan
duvar örmeyeceğime şiire,
çöpten anlamlar yaratmayacağıma dair parantez içlerinde
bir sözüm var verilmiş;
tuttum onu.
ve oğuz’u en çok
ve yusuf’u yakıştırdım romana
her ece’yi kadın bilmedim, şairi de var abiler
şiiri kara.
o masada otuz iki kral bilmem kaç cumhurreis
hiç oturmadı arkadaşım
üzülme ama, hayal gücün iyi. sana yakışan
lynch gibi rüyalarını icra.
tek söylev mümkün, meşhur çantadan çıkabilecek
o da rousseau’nunki.
kemalist unut söylediğimi, bu senin işine yaramayacak bir bilgi.
yazarlığı kötü, şairliği daha kötü temelkuran
çıkarırken yeni baskılar yeni kitaplar
içeriden dışarıdan
üç kişi okusun için ben beş senedir
yırtıyorum kıçımı,
kimseye de diyemiyorum. istiyorum hakkımı.
insanları ölesiye seviyorum bundan şüphe duyarsan gücenirim cezmi
ama anlayamıyorum neden yaşadığını senin
neden hala kalem tuttuğunu elinin
ve canan tan
ve ayşe kulin
başucu eserleri bütün kadınların,
seviştiğim.
seni unuttum sanma şakirt, insan erteliyor bazı
fazla kalabalık olunca başı.
şöyle yapalım,
maklubenin kaşığını düşüren bulaşıkları
hitabeti en güçlümüz beyinleri yıkasın
kumaş pantolon ince bıyık; başka türlü nasıl açıklansın.
ve benim en sevdiğim risale asa-yı musa'dır,
unutulmasın.
rakıyı bırakmayacaktın ismet
anarşizme yakışmadı müslümanlık
şiire de yakışmaz diye
akrostişi bıraktım
agnostiğe başladım
ayıp olmasın diye arkadaşlarına,
senin baş harflerini kullanmadım.
şimdi iyi bir final gerek ya bu anlamsız kargaşaya
o önyargıyı da şöyle yıkalım,
nokta nokta nokta.
Kayıt Tarihi : 19.7.2011 01:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!