Gökyüzünden dökülen iplik iplik/
sağanak halindeki yağmurlar gibi bıraktın beni.
Kan çanağına dönüşen gözlerimin kanını akıttın sokaklara
ve yol alıp gitti gözyaşlarımla beraber ızgaralara.
Silip süpürdün sana olan çığlıklarımı.
Bağırmaklı halde ağlamaktaydım oysa ki,
Ve sonra bir şemsiye gibi kenarda bıraktın beni.
Yapayalnız ve ıpıslak bir köşeye fırlatıpta,
Tek kelimeyle bitirdin mahvettin beni.
Oysa sen aşk şarkıları söylerken şevkle.
Bir taraftan eteklerini toplayıp, saçlarını tarayıpta gittin.
Beni dağınık bir masa gibi bırakıp ulu orta yerde.
sana olan aşkım hiç sönmemişken,
Sen boş masa ve sandalyeler kadar yalnız bırakıpta gittin/
beni/
Sarmaşıklarla kuşatılmış,
her yanı asalak bitkilerle kapatılmış,
bir ağaç gibi mutsuz bir şekilde hemde...
Gövdem de yüreğim kadar kayıpken,
Bir yıldırım gibi çarptın,yaktın,parçaladın beni.
Ve arkana bile dönüp bakmadan bıraktın,
Ameliyat masasında unutulan ceset gibi hemde...
Sana ihtiyacım var/
her zamankinden fazla durumundayken ben,
sen,bir yıldırım gibi düşüpte gövdeme,
ismini gövdeme,yüreğime kazırken ateşinle,
ve bir de;
nar çiçeği parmaklarına vazo olan ellerinle,
beni bir ince kalem şekline sokan ellerinle,
işte sen; /
bu ellerinle bir başkasıyla tutuşurken öldürdün beni...
Kayıt Tarihi : 5.12.2013 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!